Ehl-i Beyt’in masum imamları hayatlarını bir yandan İslam’ın ilkelerini yaşatmak, doğruyu yaşamak ve sapık akımların tahribatlarıyla mücadele ile geçirmiştir. Bu yazımızda sapık akımlardan ikisi “mutezile” ve “cebriye” görüşünü örnek olarak vereceğiz. Mutezile düşüncesi: Mutlak olarak hadislere dayanmayı reddeden bir zihniyet olarak ortaya çıktı. Hadis ehline karşı yoğun bir saldırı başladı. Mutezile düşüncesinin temel esprisi İslam inancını akli tefekkür zeminine oturtmak …
Devamıİslam’a ters akımların ortaya çıkışı-3-
Peygamberimizin ahirete göçünden hemen sonra başlayan ilmin şehrinin kapısı Ali (a.s.)’ın kapısı dışında oluşan fitnenin en kızgın döneminin Muaviye ile başladığını açıkça beyan edebiliriz. İslam tarihi sayfalarında kaynaklarla tespiti mevcuttur. “Hicri 94-114 yılları arası, fıkhî mekteplerin ortaya çıkışının başlangıcıdır. Bu süreç aynı zamanda tefsir hakkında rivayet etmenin tam doruğuna vardığı dönemdir.” (Prof. Dr. Haydar Baş / imam Bakır (a.s.) /sayfa …
Devamıİslam’a ters akımların ortaya çıkışı-2-
Hz. Osman’ın şehadetinden sonra İmam Ali (a.s.)’a kadar Şam valisi olarak görev yapmasına müsaade edilmiş olan Muaviye, kendince kadrosunu kurmuş, kendini halife ilen edecek kadar ileri gitmiştir. İmam Ali (a.s.)’ın hilafetini tanımayan Muaviye’nin döneminde, Ehl-i Beyt kaynaklı hadisler sürekli yasak edilmiş ya da yerine başka hadisler icat edilme dönemi başlamıştır. İmam Ali (a.s.) halife olduktan sonra ömrünün sonuna kadar sapık …
Devamıİslam’a ters akımların ortaya çıkışı-1-
Âlemlere Rahmet Hz. Muhammed (sav) Efendimiz bir hadisi şeriflerinde ilmin şehrine açılan kapıyı şöylece tarif etmiştir; “Ben ilmin şehriyim Ali ise kapısıdır. İlmi isteyen kimse kapıdan girmelidir” (Tirmizi) Bu hadisi şeriften anlaşılan; İslam’ın, Kur’an’ın ve yaşayan Kur’an olan Hz. Muhammed’in ilim şehrine girmenin ancak ve ancak İmam Ali kapısından girmekle mümkün olacağıdır. Prof. Dr. Haydar Baş yazdığı Ehli Beyt külliyatının …
DevamıEhl-i Beyt’in dünya sevgisine bakışı -2-
Ömrüme and olsun! Bir şeyi ihtirasla isteyen nice kimse vardır ki, ona kavuştukları zaman, mutsuz olmuşlardır. Bir şeyi istemeyen, ondan ısrarla kaçan nice kimse de vardır ki, ona kavuştukları zaman mutlu olmuşlardır. ‘Bir de Allah, iman edenleri günahlardan temize çıkarmak, kâfirleri de helak etmek ister’ (Al-i İmran /141) ayetinde bu gerçekler işaret edilir. İmam Bâkır’ın (a.s.) bu konudaki bir ikazı …
DevamıEhl-i Beyt’in dünya sevgisine bakışı -1-
Dünya, insanlar için imtihan mahiyetinde yaratılmış olup, kimin iyi kimin kötü davranışta bulunduğu tespit edilip; ona göre ahirette mükafat ya da cezaya muhatap olacaktır. Bunu genel olarak inkâr eden çok azdır. Ancak imtihanın şekli, insanın nasıl davranacağı, nefsi yorumlarla anlaşılacak kadar önemsiz bir bilgi değildir. Mutlaka imtihanın, ceza ve mükâfatın hâkimi ve din gününün sahibi Allah’ın(c.c.) rızasına uygun davranışla mutlu …
DevamıEhl-i Beyt’in tevbe anlayışı
Kişinin işlediği hatalara günah, hatalardan dönüp pişman olup o hatadan vazgeçmek için Allah’tan af edilmeyi istemek de tevbedir. Günahın-sevabın, helalin-haramın, cennetin-cehennemin, kurallarını koyan yüce Allah, elbette kulunun affı için de kurallar koymuştur. Kur’an’da belirtilen Allah’ın hükümlerini, Peygamber ve Onun Ehl-i Beyt’i, kullara canlı Kur’an olarak sosyal yaşantılarında uygulayarak ve nasihat ederek, kıyamete kadar korunmasında vazifeli kimselerdir. Tevbe konusu, gerçekten çok …
DevamıEhl-i Beyt’in güzel ahlak nasihati
Yaşadığımız hayatın çekilmez bir hale gelmesi insanların yaşama zevklerinin kalmaması; kötü ahlakın sosyal hayata hâkim olmasından kaynaklanmaktadır. Atalarımız “Bir kötünün 7 mahalleye zararı vardır.” Sözüyle güzel ahlaktan yoksun kimselerin hayatın çekilmez hale gelmesindeki rolüne dikkat çekmek istemişlerdir. Hayatı yaşanır kılmak, yaşama zevkine tekrar kavuşmak da ancak güzel ahlakı yaygınlaştırmakla mümkündür. Bunun tek ve yegâne çözümü fıtrat ayarlarına dönüş olan Ehl-i …
DevamıAtatürk’ün dini istismar edenlerle savaşı -4-
“…Milletin ve İslam’ın namus ve haysiyeti ile hayat hakkı için haykıran Türkiye Müslümanlarını böylece yok edebilirse, Hindistan’a dönüp diyecek ki: ‘İşte halife elimizde bağımsızlık davasında olan bu Türkiyeliler birbirlerini parçaladılar. Barış ve sükûn tesisi için İngiltere gelip bu memleketi işgal etmeye mecbur oldu. İslam için bağımsızlık bitmiştir ve İslam İngiltere’nin boyunduruğu altına girmiştir. “ Söyler misiniz, her satırında İslam’ın savunucusu …
DevamıAtatürk’ün dini istismar edenlerle savaşı -3-
“Zeynelabidin Hoca, Kuvva-yi Milliye aleyhine aleni cephe almıştır. Millî Mücadele yılları boyunca bilhassa İngilizler ve Saray’la yakın ilişki içerisinde olan Zeynelabidin Hoca gerek Padişah Vahideddin’in ve gerekse muhaliflerin bir numaralı gözdesi olarak bakılıyordu. Nakşibendi şeyhleri Koçgiri isyanına, Menemen isyanına, Şeyh Sait isyanına destek gösterilmektedir. Musul ve Kerkük konusunda İngilizlerle yapılan görüşmeler sırasında patlak veren Şeyh Sait isyanı, Musul ve Kerkük’ün …
Devamı