Yüce Allah’ın Kur’an-ı Keriminde beyan ettiği Kadir Gecesi, inanan bir müslüman için gerçekten çok büyük bir öneme haizdir.
Allah’ın kefil olduğu bir gece ki bir ömre bedeldir. 1000 ay yaklaşık 83 seneye denk geliyor ve ortalama insan ömrü 60-80 arasına düşmüş vaziyette olduğuna göre rahatlıkla bir “ömre bedel” ifadesini kullanabiliriz.
Allah’ın kefil olduğu Kadir Gecesi hakkında indirilen Kadir Suresi:
“Şüphesiz, biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin! Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.” (Kadir, 1–5).
Kadir Gecesinin, diğer mübarek gün ve gecelere nazaran asıl vakti saklanmıştır. Peygamberimiz (s.a.v.) tarafından Kadir Gecesinin Ramazan ayı içerisinde ve özellikle de Ramazan ayının son on günü içerisinde aranması tavsiye edilmiştir.
Buradaki Allah’ın tercihi, biz kulların menfaatine yöneliktir. Kadir Gecesini aramak niyeti ile yapılacak çabaların yine kendi hanemize sevap olarak yazılacağı için neticede yine bizlerin kârlı çıkacağı muhakkaktır.
Büyüklerin; “Her geceyi Kadir bil, her gördüğünü Hızır bil” sözü bunun için söylenmiştir.
Kadir Gecesi belli bir gecede olsaydı, insanlar o geceyi gözler ve bütün gayretini sadece o geceye sarf ederdi. Ancak asıl gecenin saklı tutulması ile tatlı bir heyecanla, tatlı bir arayışla birkaç gece geçirilmesi istenmektedir.
Bu arayış dahi kutsal bir arayıştır. Bu da biz kulların menfaatine yöneliktir.
Burada iyi niyetle, iyiliğe kavuşmanın gayretine teşvik vardır. Yapılan hiçbir iyiliğin ya da kötülüğün karşılıksız kalmayacağı ayeti kerime ile sabit olduğuna göre; zere kadar iyiliğe karşılık gelecek işler Ramazan’da kat kat sevapla karşılık bulacaktır. “Kim, zerre miktarı hayır işlerse; onu görür. Kim de zerre miktarı şer işlerse; onu görür” (Zilzal, 7–8).
Kadir Gecesinin bizlere veriliş sebeplerinden birini, yine Efendimiz(s.a.v.) haber vermiştir:
İmam Malik’in Muvatta’da kaydına göre şu rivayet kendine ulaşmıştır:
Hz. Peygamber (s.a.v.)’e ümmetinin ömrü gösterilmiş. Resûlullah (s.a.v.), önceki ümmetlerin ömrüne nispetle kısa olduğu için, amelde onların uzun ömürde işlediklerine yetişemezler diye bu ömrü kısa bulmuş. Bunun üzerine Cenabı Hak bin aydan hayırlı olan Kadir Gecesi’ni vermiştir. (Kütübi-Sitte / 866)
Peygamber’imiz (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Kim Ramazan’ın yirmi yedinci gecesini sabaha kadar ibadet ile geçirirse, bu benim nezdimde bütün Ramazan geceleri yapılan gece ibadetinin hepsinden daha sevimlidir.”
Hz. Fatıma “Babacığıma geceyi ibadet ile geçirecek gücü olmayan kadın ve erkekler ne yapsın” diye sordu.
Peygamber’imiz ona şu cevabı buyurdu;
“Onların yastıklarını dikip üzerine yaslanarak bu gecenin herhangi bir saatinde oturup Allah’a dua etmeleri, benim için bütün ümmetimin bütün Ramazan Gecelerinin hepsinde yaptıkları ibadetten daha sevimlidir.”
Peygamber’imiz (s.a.v.) buyuruyor ki: “Kim iki rekât namaz kılıp istiğfar ederek Kadir Gecesini ibadet ile geçirirse Allah tarafından bütün günahları bağışlanır. Allah’ın rahmetine gömülür. Cebrail (a.s.), kendisini kanadı ile okşar. Cebrail’in (a.s.) kanadı ile okşadığı kimse cennete girer.” (Kalplerin Keşfi/İmam-ı Gazali)
Bu geceyi; bilenler Kur’an okuyarak, Kadir Suresini bolca okuyarak, Namaz kılarak, Allah’ı zikrederek, Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed (s.a.v.) Efendimize bolca salâvat getirerek ve günahlarımıza samimi bir vaziyette tövbe ve dua ederek değerlendirmek gerekmektedir. Selâm olsun “Kadir” kıymet bilenlere…