Arif bir hükümdara “namazda huşûyu nasıl yakalarız?” diye diye sorarlar. O da:
“Getirin bu adama, ağzına kadar doldurulmuş bir tuluk zeytinyağı verin. Birkaç asker verip, şehrin sokaklarını dolaştırın. Eğer bir damla yağı yere dökerse, başını vurun” der.
Hikmetini anlamazlar ama mutlaka arif hükümdar bir şeyler öğretecek diye, dediğini yapmağa koyulurlar.
Adamcağız denildiği şekilde gönderilir. Bir süre sonra adam salimen döner.
Arif: “Anlat bakalım şehrin sokaklarında neler gördün?”
Adam cevap verir: “Ben tuluktaki zeytinyağından başka hiçbir şey görmedim.” Arif tekrar sorar: “Ama nasıl olur, falan yerde düğün dernek vardı; davullar zurnalar çalıyordu nasıl görmez, nasıl duymazsın?”
Adam, “Aman efendim bana öyle bir dert verdiniz ki başımın kesilme korkusundan başka bir şey ne duydum ne de gördüm.”
Arif zat hikmetli sözünü kondurur: “Namaz kılarken Azrail’in kılıcını başında bekler vaziyette; bu namazdan sonra canını teslim alacağını hayal edersen, başka bir şey hatırına gelmez. Sende o zaman huşû içinde namazını kılarsın.” Allah’ın huzurundaymış gibi namaz kılmanın yolu, demek ki gayretle bulunabilirmiş. Bize düşen bu bilge insanların tarif etmeye çalıştıkları yollardan giderek namazda huşû haline erişmek olmalıdır.
Bir de Mecnun ile alakalı kıssadan hisse anlatalım.
Mecnun bir gün namaz kılan birini fark etmeden onun önünden geçer.
Adam namazı bozar ve mecnuna bağırır: “Bre adam ben namaz kılıyordum sen beni nasıl görmezsin?”
Mecnun hikmetli sözünü patlatır: “Ey kişi ben Leylanın huzurundaydım seni göremedim, sen Mevla’nın huzurunda nasıl beni gördün”
Namazdaki huşû meselesine bir de İmam Ali (a.s.) den örnek verelim:
İmam Ali (a.s.) bir savaşta ayağına ok saplanır. İmam Ali’nin ayağından kan akar vaziyette gelir. Arkadaşlarına: “Ben bir abdest alayım namaza durunca siz ayağımdaki oku çıkartın.”
İmam Ali abdest alır, namaza durunca ayağındaki oku çıkartırlar.
Namazı tamamlayan İmam Ali sorar: “Oku çıkarttınız mı?
Arkadaşları çıkarttık ama hiç acısını duymadın mı? Diye sorulunca İmam Ali; “Namazda nasıl acı duyulsun ki?” diye cevap verince şunu anlıyoruz: Demekki namazda Allah’ın huzurunda olmak huşu ile namaz kılmak bu olsa gerektir.
Değerli dostlarım namazda huşû meselesi mutlaka öğrenilmeli ve tatbikatı yapılmalıdır. Aksi taktirde huşû ile kılınmayan namaz insanın sinesine bir yük olur, zamanla namazla insan arasına soğukluk girer, bir de bakarsınız ki namaz kılmaktan uzaklaşır.
Huşû, namazın devamı ve kabulü için şart olduğuna göre, namazda huşûyu yakalamak şarttır. Rabbim namazda huşûyu yakalamayı ve namazın sırrına ermeyi nasip eylesin.