Eğitimde ilgi

Eğitim başlı başına bir sorun halini almıştır. Özellikle Covit 19 pandemi süreci, eğitimde yeni anlayışlara, yeni metotlara ihtiyaç olduğunu gözler önüne sermiştir.

Okullar açılmalı mı açılmamalı mı? Bunun dahi tartışıldığı bir ortamda eğer yeni anlayışlar, yeni metotlar geliştirilemediyse; ister açın, ister açmayın, değişen bir şey olmayacak. Çocuklarımız eğitilemeyecektir. Çünkü hiçbir şey Covit 19 pandemisinden önceki gibi olmayacak.

1 yıldan fazla zaman okulundan, öğretmeninden, arkadaşlarından ayrı kalan özellikle ilköğretim talebeleri büyük bir travma yaşadılar.

Hazırlıksız yakalandığımız bu süreçte çocuklarımızı maalesef uzaktan eğitemedik. Eğitememekle kalsak iyi, moral-motivasyon konusunda da çok ciddi yaralar alındı.

Eğitilemeden, öğretilemeden sınıf geçmeler de işin tuzu biberi oldu desek yerinde olur. Sınıf geçtik, başarılıymış gibi yaptık!

Milli eğitim elinden gelen çabaları ortaya koymaya çalışarak belli bir müfredatı takip etmeye çalıştı. Elinden geleni diyorum çünkü imkânlarımız kısıtlı; “ayranım bu yarısı su”

“Eğitimde başarılı olduk mu?” Dersek, maalesef hayır, başarılı olamadık cevabını vermek durumundayız. Bütün çocuklara eşit oranda iletişim imkânı sağlanamadı. Bilgisayarsız, tabletsiz ve internetsiz bölgeler beldeler ve öğrenciler hala mevcuttur.

Bu aşamada eğitim camiası eğitimde yeni bir sayfa açıp şu iki kavram üzerinde ciddi fikir alışverişinde bulunmalıdır. Eğitimde ilgi mi?  Bilgi mi?

Sosyologlar konuyu mutlaka derinlemesine araştırmak zorunda, yetkililer de yapılacak bu araştırmada çok aktif rol almalıdır.

Biz kendi fikrimizi baştan ortaya koyalım ve savunmaya çalışalım:

Eğitimde ilgi bilgiden daha önemli bir durum almıştır. Elbette bu durum Covit 19 pandemisinin travmalarıyla yakından ilgilidir.

İzaha çalışalım: İnsanlar bir şekilde bilgiye daha kolay ulaşabilme şansını yakalamıştır. O bilginin eğitim çağındaki çocuğumuza doğru bir şekilde verilmesi mutlaka ilgiyle olacaktır.

İlgili olmayan kimseye ne kadar bilgi verirseniz verin onu almayacak ya da kullanmayacaktır. Eğiticiler bilginin ilgiyle dokunup, öğrencinin kullanımına sunmak için çok ciddi bir çaba ortaya koyması gerekmektedir.

Eğitim sıradan olmaktan çıkarılmalı, eğitim kadrosu ciddi bir sorumluluk bilincine eriştirilmeli, eğitimciler dahi moral-motivasyon eğitimi olmalıdır. Yani önce eğiticilerin Covit 19 pandemi şartlarına göre eğitilmesi gerekmektedir. Ve herkes elini taşın altına koymak zorundadır.

Gördüğünüz gibi değerli dostlarım gerek eğiticiler gerek öğrenciler için ilgi bilginin önüne geçmiştir. Bu konuda hükümet yetkililerine çok büyük sorumluluklar düşmektedir. Aksi halde eğitim açısından bizi pek de iyi günlerin beklemediğini söylemek durumundayız.

Önerilen Makale

Atatürk’ün mersiye yazdığını duydunuz mu?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu Aziz Atatürk hakkında ömrümüz boyunca makale yazsak konuşsak Onun vatanımıza, milletimize …