Ramazana elveda derken

Yunus Emre bir beytinde her gelenin gideceğini ne güzel beyan ediyor: “Bildik gelenler geçtiler gördük konanlar göçtüler/Aşk şarabın içen canlar uymaz göçmeğe konmağa”

Her canlının dünya mülkünü terk ettiği gibi zaman denen tecellinin de akıp gittiği herkesçe malumdur. Ancak insanoğlunun varlıkta kıymet bilmediği yoklukta pişmanlık duymak gibi de bir özelliği vardır.

Peygamberimiz(s.a.v.) bir Hadis-i Şeriflerinde şöyle buyurmuştur; “Beş şey gelmeden önce beş şeyin kıymetini biliniz: Ölmeden önce hayatın kıymetini, hastalıktan önce sıhhatin kıymetini, dünyada ahireti kazanmanın kıymetini, ihtiyarlamadan gençliğin kıymetini, fakirlikten önce zenginliğin kıymetini.” (Hakim)

Bu kadar ciddi uyarılar almamıza rağmen ne ölmeden önce hayatın ne hastalıktan önce sağlığın ne ihtiyarlamadan önce gençliğin ne fakirlikten önce zenginliğin kıymetini bilmek öyle çok kişiye nasip olmamıştır.

Trafik işaret levhalarına rağmen bunca kazaların, uyarı levhalarına rağmen bunca iş kazalarının temelinde, insanoğlunun sergilediği ihmal ve duyarsızlık yatmaktadır. İşlenen suçların hemen hepsinin karşılık cezaları bilinmesine rağmen, suçlarda azalma olmaması bu konudaki tespitlerin doğruluğunu göstermektedir.

Genellikle insanoğlu elindeki nimetin kıymetini, içinde bulunduğu müddetçe anlamakta zorlanmakta, değerini de ancak onu kaybettikten sonra anlamaktadır.

İçerisinde bin aydan daha hayırlı Kadir Gecesini barındıran; başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden azat olan; inanan kullara Allah’ın çok büyük bir lütfu olan Ramazan ayının da sonuna gelmiş bulunuyoruz. Kadir kıymet bilenlere selam olsun.

Akıllı insanın kendini sürekli bir muhasebe ve murakabe altında tutması ona çok şey kazandıracaktır. Ömrün ve zamanın da tükenmek gibi bir özelliği olduğunu, ömrün ve zamanın hesabının mutlaka bizleri yoktan var eden yüce Allah’a verileceğini unutmamamız gerekir.

Öldükten sonra dirileceğimizi ve din günün sahibi Yüce Allah’a hesap vereceğimizi unutmadan bir hayat yaşamak, elbette hayatı daha anlamlı kılacak davranışlar sergilememize sebep olacaktır.

On bir ay sonra gelmek üzere gidecek olan Ramazan ayına elveda derken, bu ayda kazandığımız gerek bedensel gerek de ruhsal kazançlarımızı iyi muhafaza etmeliyiz.

Günahlara karşı daha mesafeli ve uzak, ibadetlere ve sevaplara daha yakın bir hayatı tercih etmeliyiz. Gelecek Ramazan ayına kimin erişip kimin erişmeyeceği belli olmadığına göre kulluk yürüyüşümüze daha şuurlu olarak devam etmeliyiz.

Ruhlarımızın temizlendiği bedenlerimizin sıhhat bulduğu bu günlerden sonraki hayatımızı Allah’ın bizlerden istediği bir istikamet üzere devam ettirerek bu fani dünyadan, geldiğimiz gibi bir gün bizlerin de göçeceğini hiçbir zaman aklımızdan çıkartmamalıyız.

Önerilen Makale

Hakkımı helal etmiyorum

Türk siyasetinde işler, hiç olmadığı kadar farklı mecralarda seyrediyor. Bu süreç ve gelinen nokta sizlere …