Dünyada, insanoğlunun uğraş verdiği her güzel işin bir mantığı vardır. Mantığı olmayan işten kimseye fayda yoktur. İşlere değer kazandıran sır da tam burada gizlidir. Bu sırrın da adı niyettir.
Büyükler ne güzel söylemişler: “Niyet hayır ise iman selamettedir.”
Şekil olarak iyi görünen birçok iş vardır ki taşıdığı niyet sayesinde boşa gitmiş ve hatta o kişiyi vebal altında koymuştur.
Niceleri savaş meydanında can vermiş şehit olamamış, niceleri çok sadaka vermiş cömertlerden sayılmamış, niceleri talebelerine ilim irfan öğretmiş âlimlerden ariflerden olamamış; cennetlik gibi görünmelerine rağmen cehennemi boylamış. Burada ana etken kişinin taşıdığı niyetidir.
Yüce peygamberimiz bir hadislerinde bu konuda bakınız ne güzel buyurmuştur: “Kıyamet günü hesabı ilk görülecek kişi, şehit düşmüş bir kimse olup huzura getirilir. Allah Teâlâ ona verdiği nimetleri hatırlatır, o da hatırlar ve bunlara kavuştuğunu itiraf eder. Cenâb-ı Hak: “Peki, bunlara karşılık ne yaptın?” buyurur. “Şehit düşünceye kadar senin uğrunda cihad ettim.” diye cevap verir.
“Yalan söylüyorsun. Sen, “Babayiğit adam.” desinler diye savaştın, o da denildi.” buyurur. Sonra emrolunur da o kişi yüzüstü cehenneme atılır.
“Bu defa ilim öğrenmiş, öğretmiş ve Kur‘an okumuş bir kişi huzura getirilir. Allah ona da verdiği nimetleri hatırlatır. O da hatırlar ve itiraf eder. Ona da:”
“Peki, bu nimetlere karşılık ne yaptın?” diye sorar.
“İlim öğrendim, öğrettim ve senin rızan için Kur’an okudum.” cevabını verir.”
“Yalan söylüyorsun. Sen “Âlim.” desinler diye ilim öğrendin, “Ne güzel okuyor.” desinler diye Kur’an okudun. Bunlar da senin hakkında söylendi.” buyurur. Sonra emrolunur o da yüzüstü cehenneme atılır.”
“(Daha sonra) Allah’ın kendisine her çeşit mal ve imkân verdiği bir kişi getirilir. Allah verdiği nimetleri ona da hatırlatır. Hatırlar ve itiraf eder.”
“Peki ya sen bu nimetlere karşılık ne yaptın?” buyurur.
“Verilmesini sevdiğin, razı olduğun hiç bir yerden esirgemedim, sadece senin rızanı kazanmak için verdim, harcadım.” der.
“Yalan söylüyorsun. Hâlbuki sen, bütün yaptıklarını “Ne cömert adam.” desinler diye yaptın. Bu da senin için zaten söylendi.” buyurur. Emrolunur bu da yüzüstü cehenneme atılır.” (Müslim, İmâre 152)
Yüce peygamberimiz bir başka hadisi şeriflerinde amellere değer kazandıran ana etkenin niyet olduğunu da şöylece dile getirmiştir. “Ameller (başka değil) ancak niyetlere göredir; herkesin niyeti ne ise eline geçecek odur. Kimin hicreti, Allah ve Resulü (rızası ve hoşnutlukları) için ise, onun hicreti Allah ve Resulüne müteveccih sayılır. Kim de nail olacağı bir dünya veya nikâhlanacağı bir kadından ötürü hicret etmişse, onun hicreti de hedeflediği şeye göredir.” (Buhari, Bedü’l-Vahy, 1; Müslim, İmare, 155; Ebu Davud, Talak, 11)
Sosyal hayatta yaşanan sıkıntılara baktığımız zaman dış görünüşüne göre doğru gibi görünen çok işten; gerek ferdi, gerek toplumsal fayda sağlanamamaktadır. İnsanlık bugün dünden daha sıkıntılı, daha mutsuz günler yaşamaktadır. Hatta yapılan ibadetler, kılınan namazlar dahi insanı güzel ahlaka taşımamaktadır.
“Sana vahyedilen Kitabı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki namaz hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı bilir.” (Ankebut Suresi 45. Ayet)
Ebû Hüreyre’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittiğini söyledi: – “Ne dersiniz? Birinizin kapısının önünde bir nehir olsa da, o kimse her gün bu nehirde beş defa yıkansa, kirinden bir şey kalır mı?”
Sahâbîler:- O kimsenin kirinden hiçbir şey kalmaz, dediler.
Resûl-i Ekrem:- “Beş vakit namaz işte bunun gibidir. Allah beş vakit namazla günahları silip yok eder” buyurdular. (Buhârî, Mevâkît 6; Müslim, Mesâcid 283. Ayrıca bk. Tirmizî, Emsâl 5; Nesâî, Salât 7; İbni Mâce, İkâmet 193)
İbadet eden biri gerçekten günahtan arınan bir kalp sahibi olsa bu kadar davranış bozuklukları sergiler mi? Eliyle, diliyle etrafına zarar veren bir mahlûk olur mu? Demek ki burada bir aksaklık var ve bu aksaklık mutlaka bizden kaynaklanmaktadır.
Ayette ve Hadisi şerifte kılınacak namazın insanı kötülükten koruyacağı ve tertemiz yapacağı işaret edildiği halde istenilen netice elde edilmiyorsa bu amelleri işleyenler, kendilerini muhasebe etmeli; kıldığı namazın, Allah ver Resulünün istediği manada bir namaz olup olmadığını (niyetini) sorgulamalıdır.
Demek ki dıştan güzel görünen birçok amel, birçok ibadet, kişinin taşıdığı niyet bozukluğu sayesinde hem Allah katında değersiz olmakta; hem de içini güzelleştirmediği için davranışlara kötülük olarak yansımaktadır.
Öyleyse öncelikle yapacağımız; bir işe kalkışmadan taşıdığımız niyetimizi sorgulamalı, bize bir kazanç sağlamayacak ve hatta vebal altında koyacak o işten vaz geçmeli ya da niyetimizi düzeltmeliyiz.
Uğur Kepekçi /Haziran 2016 / İcmal