Dünya kurulduğu günden bu yana var olan aldatma fiili, ahir zamanda kat kat artarak, neredeyse toplumun genel hastalığı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Aldatma ve aldanma toplumda egemen bir hâl alınca, insanlara güven ortadan kalktığı için kimin hangi ameli ne maksatla yaptığı da anlaşılmaz oldu.
Eskiden içi dışı bir olmayan insanlara ikiyüzlü denirdi. Şimdi insanların davranışlarında sergiledikleri tavırlar nedeniyle, ikiyüzlü ifadesi çok basit kalmaktadır.
İnsanlar bu dünya hayatında birbirlerini aldatadursunlar, yüce Allah’ı aldatamayacaklarını unutuyorlar galiba. Çünkü yüce Allah için saklı gizli hiç bir şey yoktur. Allah kalplerde olanları en ince ayrıntısına kadar bilmektedir.
Yüce Kur’an’da Allah’ın insanların dış görünüşlerinden çok kalplerine baktığı beyan edilmektedir:
“Allah şüphesiz, göklerin ve yerin gaybını bilir. Doğrusu O kalplerde olanı bilendir.” (Fatır/38)
Yukardaki ayet-i kerimeyi teyit eden Peygamberimizin (s.a.a.) de bu konuda beyan ettiği hadis-i şerifi aktarmakta fayda görmekteyiz:
“Allah sizin dış görünüşünüze ve mallarınıza bakmaz. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar.” (Ahmed b. Hanbel, 2/285, 539)
Maksadımızı açıklamak adına halk arasında dilden dile anlatılan bir kıssayı paylaşmak isteriz:
Adamın biri atı ile yolculuk ederken yolda bir kuyuya rastlar. Atından iner bakar ki atını bağlayacak bir şey bulamaz. Hemen kuyunun başına bir kazık çakar, atını bağlar ve hem kendinin hem de atının su ihtiyacını görür. İnsanların istifade etmesi niyetiyle çaktığı kazığı da orada bırakır ve yoluna devam eder.
Daha sonra aynı istikamette yolculuk eden başka bir atlı oraya uğrar. O da atını o kazığa bağlar su ihtiyaçlarını giderir ve kuyunun yanına çakılan kazığı başka bir şekilde algılar. Buraya gelen birileri bu kazığa takılıp da düşmesin, insanlar zarar görmesin niyetiyle o kazığı yerinden çıkarır ve atar.
Eylem olarak birbirine zıt davranışlar olmasına rağmen her iki kişiden de Allah razı olur. Çünkü kazığı çakan da insanlara karşı iyi niyet beslemektedir. Kazığı çıkarıp atan da iyi niyet beslemektedir.
Davranışlarımızda sergilediğimiz güzel amellerin, Allah tarafından kabul edilip karşılığında da ahirette mükâfat umuyorsak; kalpteki niyet ile sergilediğimiz tavrın, iyilik noktasında aynı yönde olmasına dikkat etmeliyiz. Aksi takdirde ahirette iflas edip zarara uğrayanlardan olacağımız unutulmamalıdır.