Uğur Kepekçi
Kahramanmaraş depreminde yaşanan büyük acıların yaralarını sarmak için topyekûn bir millet olarak ayaktayız.
Milletimizin örnek dayanışmasına, dünya milletlerinden de büyük destekler gelmeye devam etmektedir.
Bölgeye gelen yardımlar çığ gibi artarken Türk milleti; devlet-millet, asker-sivil, sağ-sol, hiçbir ayrım yapmadan el ele gönül gönüle dayanışma sağlamaktadır.
Üzülerek söylemek gerekirse iktidar kanadı, belki eylemleriyle değil ama söylemleriyle sınıfta kalmıştır.
Bu ifademizin yanlış anlaşılmaması için devlet ve hükümet kavramlarının mutlaka ayrı telaffuz edilmesi gerektiğinin altını çizmek gerekmektedir.
Devlet, ebet-müddet ayakta kalması gereken Türkiye Cumhuriyeti Devletidir. Hükümetler ise geçici süreyle hizmet eden kurumun adıdır. Bu sebeple devlet kalıcı, hükümet geçicidir.
Devletimiz dimdik ayaktadır. Milletimiz her an teyakkuz halindedir. Ama maalesef hükümet gaflet uykusundadır, hâlâ ötekileştirme peşindedir.
Yardımlaşma konusunda yüce Allah, zerre miskal denen en küçük bir çabayı yok saymadığı hâlde, hükümet kendinden başka yardıma koşanları yok sayma peşindedir. Yandaş olmayan, yardımda bulunanları azarlama peşindedir. Bu yanlış bir davranıştır.
Önce ilgili ayeti paylaşalım müsaadenizle: “Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu (karşılığını) görür. Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu (karşılığını) görür.” (Zilzal/7-8)
Hükümetin yapması gereken; yandaş olsun olmasın, yardımda bulunanları azarlamak değil onlara teşekkür etmektir. Yapılması gereken, herkesin kendi çapında elinden gelen gayreti ortaya koymaya çalıştığı bu ortamı daha faydalı hale getirmektir.
Bölgede yaşanan bu olumsuz duruma Bağımsız Türkiye Partisi lideri Av. Hüseyin Baş twitter mesajıyla dikkat çekmiştir:
“Afeti sivil inisiyatif yönetti, başarılı işler ortaya koydu. Bölgede asker, polis, millet, siyaset bir oldu yaraları sarmaya devam ediyor ama iktidar yine de insanımızı bölmenin peşinde.”
İktidar sahipleri bu hassas ortamda halkımızı üzücü, kırıcı söylemlerden sakınmalı, devletin baba konumunu öne çıkartmalı, dayanışma ve yardımlaşma konusunda kimseyi ötekileştirmemelidir.
Gün birlik günüdür. Gün kardeşlik günüdür. Gün yardımlaşma günüdür. Yardımın sağı solu olmaz.
Gönül isterdi ki ötekileştirmek yerine; iktidar-muhalefet, sağ-sol ayrımı yapmadan gücümüzü birleştirebilseydik. Sosyal devlet olmanın gereğini yerine getirebilseydik.
Daha önümüzde çok uzun bir yol var. Yapılacak çok iş, sarılacak çok yara vardır. İktidar sahipleri, söylemlerini ve eylemelerini daha yapıcı hale getirerek birliğin, beraberliğin oluşmasına katkı sağlamalıdır.
