En hayırlı dost; Allah’ı hatırlatandır

İnsan sosyal bir varlıktır. Bu sebeple diğer insanlarla birlikte yaşamak zorundadır. İnsanlar, birlikte yaşayabilmek yaşamın zorluklarını aşabilmek hayatı paylaşmak için de kendine yakın dostlar edinmelidirler.

Yaşanacak sorunlar dost edinme aşamasında oluşmaktadır. İnsanoğlu kendine yakın hissettiği kimselerle dost olmaya çalışırken doğal olarak dostuyla etkileşim yaşamaya başlamaktadır.

Fizikteki bileşik kaplar sistemi gibi birbirine yakın olanlar birbiriyle ruhi-psikolojik enerji alışverişinde bulunurlar. Dostlar, aradan geçen zaman diliminde farkında olarak ya da olmayarak birbirine benzemeye başlarlar. Birbirine benzeyemeyenler ise doğal olarak dost kalamazlar.

Bu sebeple insanlar dostluk kuracakları kimseleri mutlaka seçmelidirler. Nice temiz aile çocuklarının yanlış dost edinmeleri neticesinde kötü yollara düştüğüne şahit olmayan yoktur.

Peygamber Efendimize (s.a.a.) bir gün “Kiminle dost olalım” diye sorulduğunda “Dikkat edin, sizin en hayırlı olanınızı size haber vereyim mi?” dedi.

Ashap, “Evet ey Allah Resulü bildir” dediler.

Peygamberimiz de “Sizin en hayırlınız öyle kimselerdir ki; görüldüklerinde Allah hatırlanır” buyurdu.

Bu nedenledir ki; ibn Mes’ud (r.a.): “Ali’ye bakmak ibadettir” buyurdu.

Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın bu konu hakkında yaptığı çok önemli tespitlerden faydalanalım:

“Her birimizin kalbi farklı farklı şeylerle doludur. Kiminin orada misafiri veya ev sahibi servetidir, evladıdır, eşidir, işidir. Kiminin ki Cenâb-ı Vâcibu’l-Vücud Hazretlerinin Zatıdır, sıfatıdır, Esma-i ilahisidir, sevgisidir, ef’alidir.

Kalbinde serveti, işi vs. olan insanla sohbet edilirse, sohbet edileni hep o maddi âleme taşır. Ama kalbinde Hakk’ın muhabbeti olan insanla dost-arkadaş olunduğu zaman, o da Allah’a taşır. Yani, “Allah’ı analım, Kur’ân okuyalım” demeye gerek kalmıyor. Hâl olarak Allah’ın adı anılmaya başlanır. Yapılan iş besmele ile yapılır, Cenâb-ı Hakk’ın güzel ayetleri okunur. İşte bu rabıtadır.

Denilir ki: “üzüm üzüme bakarak kararır.” Sigara içilen bir yere gidilirse, orada sigara içmeyen insanın üzerine de sigara dumanı çöker. İçmeye gerek yok, o ortama girmek kâfidir. Gül dükkânına gidenin üzerine ise, güzel kokular siner. Gül kokusu sürmeye gerek yoktur. Dükkâna girmek kâfidir. Hakk’ın muhabbetini taşıyan gül kokulu insanların yanında olmak, onları düşünmek, onlarla beraber olmak; işte rabıta budur. Onlarla birlikte devam etmek, Hakk’a yürümektir.” (Prof. Dr. Haydar Baş / Dua ve Zikir / Ocak 2014 / Sayfa 689)

Dostların birbiri üzerindeki etkisi hakkında da Peygamberimizin (s.a.a.) bir hadisi vardır:

“Kişi dostunun dini üzeredir. Öyleyse her biriniz kiminle dostluk kuracağına dikkat etsin.” (Tirmizi, Zühd, 45/ Ebu Davud, Edeb, 19)

Kim kiminle dost olduğuna dikkat etmeye çalışırken bir yandan da öyle bir hâl ile hâllenmeliyiz ki; dostumuza Hakkı hatırlatan olmaya çalışmalıyız. Vesselam.

Önerilen Makale

Güneş balçıkla sıvanmaz

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, dünya tarihinde eşine rastlanmayan bir milli mücadeleyle bizlere üzerinde yaşayabileceğimiz bir …