Muharrem matemdir, Kerbela milattır

Adım adım İmam Hüseyin’in ve yarenlerinin çoluk çocuk denilmeden katledildiği 10 muharreme yani aşure gününe yaklaşıyoruz. İmam Hüseyin sevenleri olarak bizler o gün İmam Hüseyin’in yanında olamadık ama şimdi İmam Hüseyin’in şehadetiyle vermek istediği mesajı anlamaya çalışmalıyız. Onun ve yerenlerinin Peygamberin Ehl-i Beyt’i olduklarından dolayı soykırıma uğradıklarını anlamalıyız. Yüreğimizde onların susuzluğunu, çektiği acıları bir nebze olsun hissetmeye çalışmalıyız.

Muharrem, Hz. İmam Hüseyin (a.s.)’ın Kerbela’da şehit edildiği günden itibaren adı, yönü, şekli değişen; kıyamete kadar da matem vasfı değişmeyecek olan bir ay şekline dönüşmüştür.

Allah’ın haram aylar diye karar kıldığı, savaşmanın ve kan dökmenin Allah tarafından yasaklandığı halde; sözüm ona Müslüman kılıklı kâfirler, münafıklar tarafından, Peygamber (s.a.a.)’in ciğerpareleri, şehitlerin efendisi olan İmam Hüseyin (a.s.)’ın ve ashabının soykırımı sebebiyle mateme dönüşmüştür.

Bu sebeple Muharrem, matemdir…

Muharrem, Kerbela faciası, soykırımdır…

Muharrem, İmam Hüseyin (a.s.)’dır.

İmam Hüseyin’in kıyamı ve şehadeti sebebiyle dünya, kıyamete kadar geçerli bir terim kazanmıştır. Bu terim, “Hüseyni duruş” dur.

Küfür ehli, Emeviler ve çağımızdaki sapıkların varisleri her şeyin içini boşaltıp yerine kendi sapık görüşleriyle doldurdukları gibi Hüseyni duruş kavramının da içini boşaltıp farklı anlamlar yüklemiştir.

Bazı kimseler şu yanılgıya düşebilir. Muharrem ayının kutsiyeti ne olacak? Bu ayın fazilet ve bereketinden vaz mı geçeceğiz?

Bir defa şunu unutmayalım, İsrailoğullarında Hz. Muhammed’e Ramazan orucunun farz olduğu ayeti ininceye kadar Muharrem ayında oruç tutuluyordu.

Ramazan orucu ile daha önce farz olan Muharrem orucu sadece diğer peygamberlerden kalmak üzere faziletli günler olarak kabul edilmiş ve isteyenler tarafından oruç tutulmaya devam edilmiştir.

Sadece Muharrem’de değil haram olan günler dışında tutulan oruçlardan elbette sevap alınır. Ancak bu durum Kerbela’ya kadardır.

Çünkü Kerbela bir milattır. Kerbela’ya kadar Muharrem ile Kerbela’dan sonra Muharrem asla aynı kefeye konamaz.

Yaklaşmakta olan aşure günü size o günü bayram gibi geçirmenizi hediyeleşmeyi alışveriş yapmayı tavsiye edenlere aldanmayın.

Muharrem’in 10. günü, İmam Hüseyin’in şehadeti dolayısıyla lanetullah Yezit tarafından; halk bayram gibi kutlamalara, hediyeleşmeye, şükür orucu tutmaya, tatlı şeyler yapıp bayramlaşmaya sevk edilmiş ise bugün hakkında ne düşünürsünüz?

Aşura gününü bayram gibi kutlayanlar, katliama seyirci kalanlar, ya da ilgisiz kalanlar lanetullah Yezid’i sevindirir ve razı ederler…

Aşura gününü matem ile geçirenler Ehl-i Beyt’i Hz. Muhammed’i, Allah’ı sevindirir ve razı ederler.

Önerilen Makale

Güneş balçıkla sıvanmaz

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, dünya tarihinde eşine rastlanmayan bir milli mücadeleyle bizlere üzerinde yaşayabileceğimiz bir …