Dava adamıydı Haydar Hocamız

Nazarî’yem ben de onunla oldum

Düşünceleriyle aşkıyla doldum

Onun sayesinde yolumu buldum

Dava adamıydı Haydar Hocamız

(Nazarî)

Dava adamalarının büyüklüğü savundukları davaların büyüklüğüyle doğru orantılıdır. Kutsal dava sahipleri için yükü her zaman ağır ve zorlu olmuştur. Çünkü onların görevleri fertten topluma bütün insanlığın refahı ve mutluluğunu sağlamaktır. Ucu bucağı belli olmayan ömürlere sığmayan evrensel bir görevdir onların görevi. Bu sebeple dava adamları yaşadıkları çağın namusudur şerefidir. Allah onlara ağırlığına kimselerin tahammül edemeyecek kadar ağır yükler yüklemiş ve bizatihi davalarına yardımcı olmuştur.

Dava adamı beden fikir ve gönül bütünlüğü içerisinde bir hayat yaşamak zorundadırlar. Adeta kendilerine ayıracak zamanları yoktur. Siz onları eli kârda zannetseniz de onların gönlü yardadır. Bedeni yanınızda olsa da ruhları seyrandadır.

Onlar hiçbir bedele davalarını satmazlar. Davalarından vaz geçmezler. Örnekleri Alemlere Rahmet Hazreti Muhammed’dir.

Peygamberimiz peygamberlik iddiasında bulununca taptıkları putlarının rahatsız olacağını düşünenler bir gün Ona geldiler ve dediler ki; “Ya Muhammed! Mekke’nin en güzel kadınlarını, en büyük zenginliklerini buraların krallığını sana verelim yeter ki davandan vazgeç”

Yüce Peygamberimiz: “Bir elime ayı bir ilime güneşi verseniz davamdan vaz geçmem” diyerek dava adamının kararlılığını ortaya koymuştur. Peygamber varisi Kutsal dava temsilcilerinin de tavrı budur.

Dava adamlarının tavrı Kerbelâ şehidi şehitler şahı İmam Hüseynin duruşudur. Ona teklif edilen Mekke valiliğini elinin tersiyle yitmiş şehit olacağını bile bile Kerbelâ topraklarına gitmiştir. Bütün ısrarlara rağmen giderken söylediği şu söz dava adamlarının tavrını Hüseyni Duruşu göstermiştir: “Benim için Mekke valiliğinden Kerbela’da şehit olmak daha hayırlıdır.”

Amerika’dan gelen (bizlerin de şahit olduğu) “Bize hizmet etmeyi kabul edersen seni bu milletin başına iktidar yaparız” teklifine dostlarıyla gönderdiği haber “Benim satacak ne vatanım ne de imanın var”. Diyerek yapılan teklifi reddetmiştir.

Başkalarına yapılan bu teklife evet diyenlerin bugün başımıza ne büyük dertler açtığı meydandadır.

Davasını her türlü çıkar ilişkisinin üstünde tutan Haydar Hocamız bir ömür boyu bunu ispat ederek bir hayat yaşamıştır. Bu sebeple diyoruz ki; “Dava adamıydı Haydar Hocamız”

Önerilen Makale

Fikir adamıydı Haydar Hocamız

Düşünceleriyle ezber bozardı Gönüllere onu tek tek yazardı Anlamayanlara bazen kızardı Fikir adamıydı Haydar Hocamız …