Bazı aymazlar, fırsat buldukça Gazi Mustafa Kemal Atatürk hakkında konuşurlar. Onun inancına ve mübarek soyuna dil uzatırlar.
Gerçek Atatürk’ü anlatan, hakkında uydurulan yalanları çürüten, Prof. Dr. Haydar Baş hocamız tarafından kaleme alınan “Hoş geldin Atatürk” adlı, muhteşem eser sayesinde oyunlar bozuldu.
Atatürk’ün şahsiyetine ve inancına çamur atmaya kalkışanları Allah’a havale ediyorum. Onların bu dünyada attıkları çamurda boğulacaklarına, ahirette de cezaya çarpılacaklarına inancım tamdır.
Atatürk’ü anlamak bir nasip meselesidir. Nasibi olan, uzaktaki birini tanır ona yar olur. Nasipsiz olursa, yakında olsa da tanımaz el olur.
Bu konuda Ahmet Soyyiğit’e ait bir ilahi sözlerini sizlerle paylaşmak isterim:
“Kimi dosta varır dosta bend olur. Kimi nefse uyar kahrolur gider.
Kimi gülistanda gonca gül olur. Kimi gonca güle har olur gider.
Kimi tövbe eder esfiya olur. Kimi inad eder eşkiya gider.
Kimi Ahmet seni uzaktan tanır. Kimi yaklaşır da kör olur gider.”
Milli mücadele yıllarında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gittiği her yerde, ya müftüyle, ya kanaat önderi, ya da oranın dini bütün aşiret liderleriyle irtibat kurmuş; Milli Mücadeleyi onlar üzerinden başlatmış, onlarla birlikte mücadele etmiştir.
Bizde bulunan bazı aymazlara, manda zihniyetlilere tavsiyemiz; eğer gerçekle yüzleşmekten korkmuyorsanız. Prof. Dr. Haydar Baş’ın “Hoş geldin Atatürk” esrini okuyun.
Uzaklarda birinin, Şeyh Senusi’nin, Mustafa Kemali anlayıp Ona nasıl destek olduğunu, Libya’dan gelerek kurtuluş mücadelesinde ortaya koyduğu hizmetten bahsedelim müsaadenizle:
“Meclis açıldıktan kısa bir süre sonra 15 Kasım 1920’de Şeyh Ahmet Senusi Ankara’ya gelmiş ve Anadolu’da Milli Mücadele lehine vaazlar vermeye başlamıştır. Şeyh Senusi’nin Mustafa Kemal hakkında gördüğü rüya meşhurdur.
“Bir gece rüyasında Hazreti Peygamberimizi gören şeyh Senusi Peygamberimizin elini öpmek istemiş. Peygamber ona sol elini uzatmış Şeyh Senusi Peygambere hitaben “Ya Resulallah niçin sağ elinizi vermediniz” diye sormuş.
Hz Peygamber ‘sağ elimi Ankara’da Mustafa Kemal’e uzattım’ buyurmuş. Şeyh Senusi 1920’de bir beyanname yayınlar:
“İslami farzların namazdan sonra en önemlisi cihattır. Hüküm kuvvet sahibi Türkiye Büyük Millet Meclisi çeşitli düşmanlara karşı müdafaa da bulunup İslam mülkünü istiladan kurtardığından meşruiyeti her türlü şüphenin üzerindedir.
Bütün hukuk ve görevler meclisindir. Millet Meclisi’nin başkanlığında bulunan Mustafa Kemal Paşa Hazretlerinin bu milli ve dini mücadelelerini İslami ölçü ile destekleyip adı geçen kişinin ve meclisin oluşturduğu dayanışmaya uygun olan bu usul dışında bir görüş yürütülmesi İslam’a aykırıdır.” (Hoş geldin Atatürk / Prof. Dr. Haydar Baş/ sayfa 503-504)
Bir Libyalı Şeyh Senusi hazretlerine bakın; bir de yakında olduğu halde, Yunanla İngiliz’le birlik olup Milli Mücadeleye karşı duranlara, ya da hakkında asılsız iftiralara alet olanlara bakın…
Ne diyelim; İnsanlar niyet ve nasip arasında ince bir çizgide yaşarlar. Allah bizleri niyeti ve nasibi güzel insanlardan eylesin. Amin.
Uğur Kepekçi
28 Kasım 2018