Türkiye’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlandı.
Her geçen gün kadına şiddetin arttığı bir toplumda, kadın haklarından ne derece bahsederiz bilinmez. Hemen hemen her gün medyada; kadın cinayeti, kadın tacizi, kadın haklarının gasp edildiği haberlerine rastlıyoruz.
Kadına özgürlük adına verilen değerler; kadına asla huzur getirmemiş, evine, kocasına ve çocuğuna sahip çıkan, eğiten, şefkatle bağrına basan, ana olmaktan ziyade; hayatın her türlü yükü sırtına vurulan bir konuma getirilmiştir.
Hâlbuki kadın, her türlü saygıya, sevgiye layık olarak toplumun çekirdeği olan aile kurumunun en fedakâr ferdi olarak daha önemli görevler üslenmelidir.
Gerek ülkemizde, gerek dünyada, kadın asla hak ettiği yerde değildir. İlk insandan bu yana dünyada kadına gereken önem ancak ve ancak İslam medeniyetinde verilmiştir. Ancak insanlar tarafından yanlış düşünce ve uygulamalarla kadın istismar edilmiştir.
Özellikle batıda olmak üzere hemen her yerde, her konuda olduğu gibi yıllardır, kadına ve kadın haklarına bakış noktasında yanlış anlayışlar hâkim olmuştur. Bu durumu, “İslam’da Kadın Hakları” adlı eserinde Prof. Dr. Haydar Baş sayfa 16 da açık bir vaziyette dile getirmiştir. “Tarihte ve batı kültüründe kadının bir günah kaynağı, bir reklâm vasıtası veya kendisinden istifade edilen bir meta olmasına ve de zor işlere koşulmasının bir hak ve nikâhın kadın için bir esaret olduğu” şeklinde algılanmıştır.
Hayatın ve insanın olduğu her sahada ve konumda gerçek ölçüyü koyan İslam medeniyeti olmuştur. Böylece kadına hakkını en kâmil manada İslam tanımıştır.
Adı geçen eserinde Prof. Dr. Haydar Baş bunu şöyle dile getirmiştir:
“İslam medeniyetinde kadının her türlü hakkı garanti altına alınmış, onura edilmiş, kendisine hürmet duyulan bir ana ve bir nevi evinin kraliçesi olmuştur. İslam medeniyetinde kadın, hayatı, canı, malı, namusu teminat altına alınarak korunmuş ve Allah’ın bir emaneti olarak vasf edilmiştir. Bu vasfı ile kadın toplumun temeli, kâmil ve vasıflı insan yetiştiren muallimesi, eli öpülecek ve “ayağının altında cennet olan” yüce bir varlıktır. Öz ifadesiyle “kadın, anadır” Anaya verilen kıymet ve gösterilen hürmet, esasen kadına verilen değerin yansımasıdır.”
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Milli Devlet projesinde kadına gereken önemi vermiş, noter tasdikli olarak hanımlara maaş verileceği sözünü vermiştir. Projede kadınlar, evlerinde kendi çoluk çocuğunun bakımını üslendikleri için işçi statüsüne kavuşturulup ev hanımı maaşı alacaktır.
Şimdiye kadar kadın hakkında somut bir proje ortaya koyamayan siyasi iktidarların aksine, Sayın Prof. Dr. Haydar Baş, noter tasdikli projeler ortaya koymuştur. Eğer kadınlar da kendi haklarına sahip çıkmak istiyorlarsa BTP yi iktidara taşımaya gayret etmelidirler.
8 Mart Dünya Kadınlar gününü en içten dileklerimizle kutlayarak kadınların daha mutlu ve daha refah bir hayata kavuşmalarını temenni ederek yazımıza son verelim.
Uğur Kepekçi