Adalet, herkese lazımdır

Uzun bir aradan sonra tekrar andımız gündemde ve tatsız tartışmalar milletimizi gerçekten rahatsız etmektedir.

5 yıl önce hükümet tarafından andımızın okunması yasaklanmıştı. Yapılan hukuki itiraza geç de olsa bu defa yargıdan farklı karar geldi. Danıştay 8. Dairesi, ilköğretim okullarında okunan “Öğrenci Andı”nı kaldıran yönetmelik hükmünü iptal etti.

Ancak iktidar sahipleri ve bazı basın mensupları andımızın okullarda okutulmasına şiddetle karşı çıkmaktalar ve iktidar andımızı okutmamakta kararlı görünüyor.

İtiraz edilirken öyle sıkıcı cümleler okuyor ve duyuyoruz ki duyanların, okuyanların üzülmemesi gerçekten mümkün değil.

Hukuk devleti olduğumuzdan, hukukun üstünlüğünden, yargı bağımsızlığından bahsediliyorsa; hukukun verdiği karar, herkesi bağlamalıdır. İster hoşlanalım, ister hoşlanmayalım; verilen karara saygı duymak lazımdır.

Maalesef ülkemizde süreç böyle seyretmiyor. Mahkemelerin verdiği kararlara aynı kişiler bazen “yargı bağımsızdır, verilen karara saygılıyız”  diyor. Ama farklı bir meselede aynı mahkemelerin verdiği karara “bu karar hükümsüzdür. Hukuki değil siyasidir. Ben bu kararı asla tanımıyorum” diyor.

Buna en güzel örnek ABD li papaz hakkında verilen karara, bizi idare edenler “hukukun verdiği karara saygılıyız” diyor. Aynı kişiler; Andımızın tekrar okunmasına hükmeden mahkeme kararına “bu kararı tanımıyoruz” diyor.

Normal vatandaş olarak elbette bizim kafamız bu sözlerle ve uygulamalarla karışıyor. En tehlikeli netice de hukukun üstünlüğüne ve yargı bağımsızlığına olan güven azalıyor.

Herkese lazım olan adalet, eğer vasfını ve değerini yitirirse, o millet Allah korusun millet olma vasfını yitirir. Hukuktan şüphe başlayınca da hukuksuzluk toplumun damarlarına işler, yavaş yavaş millet; bünyesine kurt düşmüş ağaç gibi çürür mahvolur.

Beyler, bayanlar, adalet herkese lazım kutsal bir değerdir. Adalet kişinin kendi paşa gönlüne verilmiş bir değer değildir.

Yüce Allah, adalet hakkında Kuran’da çok şiddetli uyarılar yapmıştır. Adalet hakkında ibret almak isteyenlere birkaç ayet aktaralım:

“Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, ana-babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa Allah için şahitlik eden kimseler olun. (Haklarında şahitlik ettikleriniz) zengin olsunlar, fakir olsunlar Allah onlara (sizden) daha yakındır. Hislerinize uyup adaletten sapmayın, (şahitliği) eğer, büker (doğru şahitlik etmez), yahut şahitlik etmekten kaçınırsanız (biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan haberdardır. (Nisâ : 135)

“Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.” (Nahl : 90)

“Biz, kıyamet günü için adalet terazileri kurarız. Artık kimseye, hiçbir şekilde haksızlık edilmez. (Yapılan iş,) bir hardal tanesi kadar dahi olsa, onu (adalet terazisine) getiririz. Hesap gören olarak biz (herkese) yeteriz.” (Enbiyâ : 47)

Mahkeme duvarlarında asılı olan “adalet mülkün temelidir” ifadesi fikirlere, gönüllere nakşederse elbette o toplum huzur bulur, güçlü olur.

Uğur Kepekçi

6 Kasım 2018

Önerilen Makale

Hakkımı helal etmiyorum

Türk siyasetinde işler, hiç olmadığı kadar farklı mecralarda seyrediyor. Bu süreç ve gelinen nokta sizlere …