Adalet ve emanet hakkında

Bir önceki makalemizde “Amaç aracı meşru kılar mı?” diye sormuş, Peygamberimizin uygulamalarında amacın aracı meşru kılmadığını, doğruya varmak için Onun ve Ehl-i Beyt‘inin yanlış yollara sapmadığını izah etmeye çalışmıştık.

Bu konunun bazı örneklerle biraz daha açıklığa kavuşmasını sağlamak istedik. Çünkü bu konu İslam toplumlarında en fazla istismar edilen, güç sahiplerinin güçlerini korumak adına başvurdukları sıradan bir iş haline dönüşmüştür.

Güç sahipleri hem gücü ellerine geçirmek hem de güçlerini korumak adına amaçları için araçları meşru kılmışlardır.

Sosyal hayata baktığımız zaman bu konuda en fazla istismar edilen adalet ve emanet meselesi olduğunu görüyoruz.

Nisa suresi 58. ayette yüce Allah “Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne güzel öğütler veriyor. Şüphesiz Allah her şeyi işitmekte, her şeyi görmektedir” buyurur.

Değerli dostlarım vicdan sahibi hemen herkes memleketimizde işlerin adalet ekseninde dönmediğine ve emanetin ehlinden çıktığı konusunda mutabıktır.

Yirmi küsur senedir sözde İslam fikriyatını ve muhafazakârlığı benimseyen kimselerin iktidarda olduğu şu ortamda; emanetin emin ellerde olması, adaletin tam olarak tesis edilmesi gerekirdi. Ama maalesef tarihte olmadığı kadar bu konuda iş çığırından çıkmış vaziyettedir.

Sözde İslami fikir sahipleri ve muhafazakârlığı benimsediğini iddia edenler, iktidara gelmek için yaptığı propagandalarda daha adil olacaklarını iddia ederek sözde adil düzenlerden bahsettiler. Adil bir düzen gören varsa beri gelsin…

Bu duruma elbette bir anda gelinmedi. Başta kendilerine bazı kılıflar buldular. Amaca erişmek için araçları meşru kıldılar. Seçilmek için yalan dahil her yola başvurdular. Kurumlarda kadrolaşmak adına mülakatlar yaptılar. Mülakatlarda liyakat sahiplerini değil kendi yandaşlarını tercih ettiler. Emaneti ehline değil kendi dostlarına kendi yandaşlarına verdiler. Böylece adaletten de şaştılar.

Amaçlarına erişmek için ihalelere fesatlar karıştırdılar. İş yerlerine adam alırken hak edeni değil kendisi gibi düşünen ve biat kültürüne boyun eğenleri seçtiler.

Faizin ayetle hadisle haramlığı meydanda iken bankacılık sitemlerine getirilen uygulamalarla, kur korumalı mevduat hesaplarıyla, kredilere meşruiyet getirmek için fetvalar uydurularak haramları helal hale getirdiler. Hepsinin temelinde güç elde etmek ya da gücü korumak sebebiyle; amaç için aracı meşru kılmak niyet ve gayretleri vardır.

Peygamberimizin uygulamalarında emanetin ehli olmayan birine verildiği ya da adaletle hükmedilmediği bir hadiseye rastlayamazsınız. Velhasıl Peygamberimiz amaç için aracın meşrulaştırılmasına asla müsaade etmemiştir. Şimdi inandığını ve Peygamberimizin yolundan gittiğini iddia edenlere kendilerini bu aynada seyretmelerini, bu kantarda tartılmalarını tavsiye ediyoruz.

Önerilen Makale

Atatürk sevgisinin önünde kimse duramayacaktır

Şimdi birilerinin aklına “Uğur Kepekçi neden bir haftadır Atatürk’le alakalı makale yazıyor?”  Diye bir soru …