Ahir zaman fitnesinde nasıl korunuruz?

Çağın bilgesi Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın önceki yıllarda yapmış olduğu sohbetlerini yazıya dökerek hem görsel hem yazılı eserler haline dönüştürme faaliyetleri çerçevesinde kurulan “Prof. Dr. Haydar Baş Enstitüsü” çalışmalarına hız vererek devam etmektedir. Biz de arada bir bu sohbetlerden köşemizde paylaşımlar yapacağız.

Bu sohbetlerden ahir zaman fitnesinden korunmanın yolları bahsinde, Prof. Dr. Haydar Baş Hocamıza sorulan soruya verdiği cevaptan bazı bölümler aktararak ahir zaman fitnesinden korunmanın yollarını izaha çalışacağız:

Yüce Peygamberimiz (s.a.a.)’den önce dünya, özellikle de Arabistan, cahiliyet döneminin en zirve halini yaşıyordu. Adaletin, mal ve can emniyetinin olmadığı o dönemde insanların huzur ortamına kavuşmaları da mümkün görünmüyordu.

Allah’ın bir lütfu olarak Alemlere Rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed, (s.a.a.) sadece o dönemin insanına değil; kıyamete kadar gelecek bütün insanlara rehber olacak bir hayat yaşayarak insanlara örnek olmuştur.

Peygamber Efendimizin yaşadığı o dönem için sohbetlerinde Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız:

“O bakımdan da O’nun asrına Saadet Asrı denir, Nur asrı denir. Öyle bir dönem İnsanlık tarihi yaşadı. Böyle bir dönemin, devrin yaşanması da katiyetle mümkün değildir. İşte biz böyle bir yüce zatın ümmetiyiz, böyle bir yüce zatın ümmeti olmak kadar büyük bir şerefin de olmadığı muhakkaktır.” ifadelerini kullanmıştır.

Sohbetinde fitne nedir sorusuna şu cevabı vermiştir:

“Fitne kelime manası itibarıyla bir imtihan demektir, deneme. Gerçekten de Cenab-ı Hak bizi deneyecek. Niçin göndermiş bu âleme? Yani mallarımız, canlarımız, evlad-ı iyalimiz, sahip olduğumuz mevkimiz, rütbemiz, her şeyimiz; bütün bunlar denenmek için insanlara verilmiştir.

Yani bu insanlara 50 yıllık, 60 yıllık, bilemedin 80 yılık hayat içerisinde bize emanet ediliyor. Servettir, emanet ediliyor. Sıhhattir, emanet ediliyor. Şöhrettir, emanet ediliyor. Bunlar emanettir. Evlattır, çocuklardır, emanet ediliyor. Bunları siz nasıl kullanıyorsunuz? Şimdi insan “Eyahsebul´insan en yutreke sude”(Kıyamet Suresi/36) “Başıboş yaratıldığını mı zannediyor insan?” Buyuruyor Cenab-ı Hak. İmtihana geldik. İmtihana geldik ama nasıl imtihan olacağımızı da bilmemiz için bir kılavuz gönderiyor bize Cenab-ı Hak.

O kılavuz, o rehber, az evvel ifade etmeye çalıştığımız Peygamber Efendimizdir. O’nun sayesinde biz bu imtihanı nasıl vereceğiz? Evvela kendisinin imtihanda olduğunu beyan etmiş. Sahabesinin imtihanda olduğunu beyan etmiş. Ümmetin ve bütün insanlığın imtihanda, denemede olduğunu beyan etmiş ve bunların şekillerini, vasıflarını bize tek tek göstermiştir.

Şimdi biz bu imtihanı nasıl vereceğiz? Sorusunun cevabı; yine O’nun Hadis-i Şeriflerinde, hayatında, bunlarda gizli. Bunları ortaya koyduğumuz zaman demek ki biz şu şu şekillere riayet edersek, hususlara dikkat edersek; imtihanı kazanırız. Nedir bunlar? Güzel amellerdir.

Kur’an’a ve O Kur’an’ı hayatına geçiren Cenab-ı Peygamber Efendimizin şahsına bakmamız lazım. O’na baktığımızda hiç korkmayalım. Bütün bunlardan emin vaziyette hayatımıza devam ederiz”

Bu güzel sohbetten anladığımız kadarıyla, ahir zaman fitnesinden kurtulmanın yolu; Kur’an’da emredilen hükümleri, Peygamberimizin uygulamalarıyla yerine getirmek gerekmektedir.

Önerilen Makale

Hakkımı helal etmiyorum

Türk siyasetinde işler, hiç olmadığı kadar farklı mecralarda seyrediyor. Bu süreç ve gelinen nokta sizlere …