Sosyal bir varlık olarak yaratılan insanların, birinci vazifesi Allah’a kulluktur. Emredilen kulluğu yaşarken de yalnız bir hayattan ziyade, eşler hâlinde yuvalar kurarak hem soylarının devamı hem de yaşanılan hayatın kolaylaştırılması istenmiştir.
Büyükler derler ki; “Yalnızlık Allah’a mahsustur”
Bu konuda ilahi buyruk vardır:
“Allah size kendi nefislerinizden eşler yarattı, eşlerinizden de sizin için oğullar ve torunlar yarattı ve sizi temiz gıdalarla rızıklandırdı. Onlar hâla bâtıla inanıp Allah’ın nimetine nankörlük mü ediyorlar?” (Nahl / 72)
Yüce Peygamberimiz de evlilik konusunda ümmetini teşvik etmiştir.
“Üç şeyi geciktirmeyin. Vakti gelince namazı, hazır olunca cenâzeyi ve denk birini bulunca bekârı evlendirmeyi.” (Tirmizî, Salât, 13/171)
Bir başka hadisi şerifte de evlenmenin faydalarını haber vermiştir: “Kimin evlenmeye gücü yetiyorsa evlensin. Çünkü evlilik, gözü haramdan alıkoyar ve iffeti en iyi şekilde korur…” (Buhârî, Savm, 10)
Daha sonra da kurulacak yuvanın en önemli temelinin, seçilecek eşle alakasına işaret edilmiştir:
“Kadın dört sebepten biri için nikâhlanır: Malı, nesebi, güzelliği ve dindarlığı. Sen dindar olanı seç ki hayır ve bereket göresin!” (Buhârî, Nikâh, 15, Müslim, Radâ, 53)
Eğer düşünecek olursak, gerçekten mutlu bir yuvanın yükünün büyük bir kısmını çeken kadının yuva üzerinde etkisi gayet çoktur ve bir o kadar da önemlidir.
“Sahip olunan şeylerin en kıymetlisi; zikreden bir dil, şükreden bir kalp, kocasının imanına yardımcı olan sâliha bir eştir…” (Tirmizî, Tefsir 9/9)
Bakınız değerli dostlarım, yukardaki hadisi şerifte Peygamberimiz, doğacak nesillerin garantisinin annenin seçimiyle alakasını işaret etmiştir.
Çünkü anne karnında başlayan yaşam sürecinin her aşamasında doğacak çocuğun eğitimi söz konusudur. İsminin seçilmesinde dahi hassas davranmanın gerektiği haber verilmiştir:
“Siz kıyamet günü kendi isimleriniz ve babalarınızın isimleriyle çağrılacaksınız öyle ise çocuklarınıza güzel isimler koyunuz.” (Ebu Davud, Edeb, 61)
“Çocuğun babası üzerindeki haklarından biri de ona güzel bir isim koyması ve terbiyesini güzel yapmasıdır.” (Beyhakî)
Yüce Allah dünyaya gelen çocuğun eğitimini ve denetimini de anne babaya yüklemiştir: “Ey iman edenler! Kendinizi ve çoluk çocuğunuzu yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyunuz.” (Tahrim/6)
Toplumun temeli aile yuvasının ne üzerine kurulacağı, o yuvanın selametiyle de yakından alakalıdır.
Kurulacak yuvanın temelleri, kullanılacak şeylerin kalitesiyle de alakalıdır. Niyet, zemin, mekân, fert, hiçbiri önemsiz kabul edilemez.
Kaygan ve çürük zemin üzerine kurulan sağlam yapılar yıkılır. Zemin sağlam olsa, kullanılan malzemeler çürük olsa, ihtişamlı binalar dahi yıkılır.
Kurulan yuvaların çokça yıkılması, sorunlu evliliklerin yaşanması, hep bunlarla alakalıdır.
Yuvanın kurulmasından başlayan sürecin, başlangıcıyla sonu arasında daimî denge şarttır. Hedef, niyet, seçim, sevgi, gayret, sabır, sebat, sürekli gözetilmelidir.
Aile yuvasının kurulmasında, evlilik ilişkilerinin hangi temellere dayanmasının seçimi o yuvanın selametiyle ve devamıyla yakından alakalıdır.
Rahmetli Doğan Cüceloğlu “İçimizdeki Biz” eserinde bu konuda çok önemli bir tespitte bulunuyor:
“Evlilik öncesi ilişkilerin temelinde yatan bilinç, o evliliğin geleceğini biçimlendirir. Evlilik öncesi birbiriyle ilgilenen kişiler gereksinmeleriyle, doğal ilkelerle ve bireysel vizyonlarıyla ilgili ne gibi bir farkına varış içindeler? İlişki içine giren bireyin farkına varış derecesi, bilincinin düzeyi, kuracakları beraberliğin türünü ve kalitesini belirleyen en önemli etkendir.” (59. Baskı /sayfa116)
Aile konusunda yaşanan sorunlara, yıkılan yuvalara, bu açıdan bakılınca; yuvanın kurulma aşamasındaki bilgisizlik ve ihmalin sebep olduğunu görmekteyiz. Öyleyse bundan sonra evlatlarımıza kuracağımız yuvalar konusunda daha dikkatli davranmalıyız.