Allah, adaleti emreder

“Adalet mülkün temelidir.” Düsturunun sosyal hayata yansıması mahkeme duvarlarında yazılı olduğu kadar geçerli mi? Bunu sizlerin tercihine bırakıyorum. Ancak ülkemizde hâkime hükümete işiniz düşünce, sıkıntının farkında olmaya başlıyorsunuz.

Hazreti Ali (a.s.) bu konuda şöyle buyurur; “devletin dini adalettir.” Bu Söz, adaletin insan hayatı için ne kadar mühim olduğunu ispat etmeye yeter. Bu sebepten dolayı; dinsiz kimseler nasıl ayakta duramaz ise adaletsiz devletler de yıkılmaya mahkûmdur.

Adalet herkese lazım kutsal bir değerdir. Bu nedenle adalet, kişinin kendi paşa gönlüne verilmiş bir değer değildir.

Yüce Allah, adalet hakkında Kuran’da çok şiddetli uyarılar yapmıştır:

“Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, ana-babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa Allah için şahitlik eden kimseler olun. (Haklarında şahitlik ettikleriniz) zengin olsunlar, fakir olsunlar Allah onlara (sizden) daha yakındır. Hislerinize uyup adaletten sapmayın, (şahitliği) eğer, büker (doğru şahitlik etmez), yahut şahitlik etmekten kaçınırsanız (biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” (Nisâ: 135).

“Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.” (Nahl: 90).

“Biz, kıyamet günü için adalet terazileri kurarız. Artık kimseye, hiçbir şekilde haksızlık edilmez. (Yapılan iş,) bir hardal tanesi kadar dahi olsa, onu (adalet terazisine) getiririz. Hesap gören olarak biz (herkese) yeteriz.” (Enbiyâ: 47).

Mahkeme duvarlarında asılı olan “adalet mülkün temelidir” ifadesi fikirlere, gönüllere nakşederse; o toplum huzur bulur, güçlü olur.

Adalet konusunda yaşanan sorunlar yüzünden, ülkemizin değerli ilim adamları, fikir adamları düşünmeye; yazarlar, çizerler yazmaya, çizmeye korkar oldular. Bir milletin aklı, hafızası, hükmünde olan düşünürler konuşmayınca, yazmayınca, doğru ölçüler kaybolmuş, halk da kendince bir düşünce sistemi oluşturup, kendince bir yaşam biçimi oluşturmuştur.

Allah sonumuzu hayreylesin diye dua edeceğim ama gidilen yol hayır değil ki sonucu hayır olsun…

Sünnetullah gereği, ne ekerseniz onu biçersiniz. Basit bir anlatımla örneklendirmeğe kalkışırsak: Tarlaya buğday ekip de “Yarabbi ben tarlama buğday ektim ama sen bana mısır ver, ya da sen bana patates ver” Diye dua edince, yüce Yaradan bu duanıza icabet etmeyecektir.

Şer yollarda gidip de “Yarabbi bana hayır nasip eyle, sonumuzu hayreyle” diye dua etsek, demezler mi adama; “önce sen yolunu düzelt, şerri bırak, hayra sarıl da sonra Allah’a dua etmeye yüzün olsun.”

Allah adaleti herkese emrediyor. Geliniz ikili ilişkilerde adaletli davranarak hayatı birbirimize zehir etmekten kurtaralım, adaleti dalga yaymaya çalışalım ki adalet tecelli etsin.

Uğur Kepekçi

 

Önerilen Makale

Hakkımı helal etmiyorum

Türk siyasetinde işler, hiç olmadığı kadar farklı mecralarda seyrediyor. Bu süreç ve gelinen nokta sizlere …