Receb ayının hemen başında nasip olduğu oranda, nefsimizle mücadele etmek adına; gönül dünyamızı zenginleştirmek ve Allah’a kulluğumuzu hatırlatacak yazılar yazacağımızı belirtmiştik.
Çünkü bu üç aylar insanın eline geçen altın fırsatlar niteliğindedir. Hele de bu ayın içinde hem de Regaib gecesi gibi bir gecede yüreğimizi dağlayan şehit haberleri; nefsimizle muhasebe ve Allah’a yöneliş hakkındaki çabalara ne kadar muhtaç olduğumuzu gösterdi.
Etrafımızı saran tehlike çemberi gittikçe daralıyor. Başkalarının aklıyla kalkıştığımız Ortadoğu yolunda, sözde müttefiklerimizin üzerimizdeki oyunlarını görmezsek daha büyük felaketlerle karşılaşmaktan, tuzaklara düşmekten korkuyoruz.
Bu fırsat günlerinde her şeyden önce işin hakikatini öğrenecek ilahi bilgilere ve akıl tutulmasından kurtulmaya çok ama çok ihtiyacımız vardır.
Bu ayın rahmet ve bereketini gerek kendi lehimize gerek insanlık adına değerlendirmeye çalışırken, belki de en fazla muhtaç olduğumuz kendi nefsimizle ciddi bir muhasebe yaparak olumsuz davranışların olumlu hale dönüşmesine de zemin hazırlayabiliriz.
Bu ayda başkalarının günah defterini aralamak yerine kendi nefsimizin günah defterini gözden geçirmeliyiz. Sadece günah defteri mi? Elbette hayır…
Tabir yerindeyse; iğneden ipliğe kendimizi her konuda ele alıp, nefsimizin kendimizden dahi gizlemeye çalıştığı ciddi nefsi hastalıklarımızı teşhis ve tedavi yönüne bakmalıyız.
İyilik adına, güzellik adına; yapabildiklerimizi ve yapamadıklarımızı gözümüzün önüne sermeliyiz…
Kusurlarımızı tedavi etmek için nefsimizi disiplin altına almalıyız. Daha az hata yapmaya çalışmalı; daha çok ibadet ve hayırlı işlere gayret göstermeliyiz.
Çünkü bu aylarda yüce Allah, bize bir lütuf olarak gönüllerimizi rahmetiyle kuşatacağını; bu aylara mahsus olarak biz kullarına özel muameleler ve mükâfatlar vereceğini müjdelemiştir.
Daha açık bir ifadeyle yüce Allah’ın biz kullarına bu aylarda daha merhametli, daha cömert davranacağı bildirilmiştir.
Öğleyse akıllı kimselere düşen görev; bu günleri fırsat günleri olarak görmektir. Bu ayların rahmet ve bereket bakımından ciddi kazanımlar için fırsat günleri olduğunun yanında; günah ve hatalara devam edenleri de ciddi tehlikelerin beklediğini unutmamak lazımdır.
Yüce Allah’ın merhamet ve mükâfatlarına sırt dönenlere elbette ceza olarak rahmet ve merhametten mahrum kalacaklarını hatırlatmadan geçmeyelim.
Bu aylarda Allah’ın kullarına merhametinin daha fazla ulaşacağı hakkında çokça ilahi mesajlar vardır. Yapılacak iş bellidir: Tevbe kapısında durmalı, dua kapısında ısrarcı olmalı; Allah’ın rahmet ve merhametine talip olmalıyız.
Uğur Kepekçi