Prof. Dr. Haydar Baş hocamız, Gazi Mustafa Kemal Atatürk hakkında bugüne kadar üretilen yalan yanlış dedikoduları ortadan kaldırmak için çok çetin mücadeleler verdi.
Rahmetli Atamız, ahirete intikal ettiği 83 yıl önce 10 Kasım 1938 gününden itibaren işgal kafalı zihniyetler; Onun hatıralarına, soyuna, olmaz türlü hakaretler ederek yalan yanlış bilgiler yayarak adeta itibarsızlaştırmak istediler. Maalesef bunda da gayet başarılı oldular.
Atatürk’e yapılan bu haksız davranışlardan Prof. Dr. Haydar Baş hocamız gayet rahatsız olurdu. Arada bir de “yakında size gerçek Atatürk’ü yazacağım. Herkes görecek Atatürk kimmiş? Diye müjdeler verirdi.
Bir yandan kitabını yazdığı Atatürk hakkında da ülke çapında “Atatürk vatandır” programlarının başlatılmasını emir buyurdular. Birçoğuna bizatihi kendisinin de katıldığı bu programlar her hafta bir ya da birkaç yerde salon programları şeklinde düzenlendi. Yetiştirdiği eşsiz kadro, Atatürk hakkında gerçek bilgileri milletimizle paylaştı.
Merhum hocamız, yapılan bu çalışmaları “Hoş geldin Atatürk” kitabıyla taçlandırarak bir yerde Atatürk’e karşı “iade-i itibar” görevini yerine getirdi. Dünya gerçek Atatürk’le buluştu.
Programlarda işlenen temalar şöyleydi: “Atatürk vatandır, Atatürk bayraktır, Atatürk milletimizin birleştirici harcıdır”
Her biri üzerinde ciltler dolusu kitaplar yazılacak kadar önemli olan bu tespitlerin ne kadar yerinde tespitler olduğunu gün geçtikçe daha iyi anladık.
Atatürk’le sorunu olanların bilerek ya da bilmeyerek aynı zamanda vatanla, bayrakla, birlikle-kardeşlikle de sorunlarının olduğunu gördük.
Atatürk’le sorunu olanların bayrağımıza bez parçası dedikleri dönemleri gördük. İstiklal marşımıza saygısızlık edenleri gördük.
Ama Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın ortaya koydu çetin mücadeleler neticesinde bu oyunlar bozuldu. Bugün Ata’sına mevlit okumak isteyen, Anıtkabir’e abdest alarak giden, ruhuna Fatihalar, Yasinler, hatimler okuyan bir nesil oluşmuştur.
İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşundan sonra yaşanan şu hadiseyle karşılaşınca Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın “Atatürk Bayraktır” ifadesinin önemini biz defa daha anladık:
10 Eylül 1922 Gazi Mustafa Kemal İzmir’in Yunan işgalinden kurtarılmasından sonra İzmir’e gelmişti. Gazi Mustafa Kemal Atatürk İzmir’e gelince Karşıyaka’da İplikçizade Köşkü’ne gelir. Burayı işgal süresince Yunanlılar karargâh olarak kullanmıştı.
Köşkün girişine gelince merdivenlere Yunan bayrağının yere serildiğini görür. Nedenini sorunca şu cevabı alır; “Buraya yerleşen Yunan Kralı da serilen Türk bayrağını çiğneyerek geçmişti. Biz de bu sebeple Yunan bayrağını sizin çiğnemenizi istedik.”
Atatürk hemen o bayrağın oradan kaldırılmasını ister ve şu veciz ifadeyi dile getirir; “Bayrak, bir ulusun onurudur. Ne olursa olsun yerlere serilemez ve çiğnenemez. Bayrak bir milletin özgürlük alâmetidir. Düşmanın da olsa hürmet etmek lâzımdır.”
Rahmet-i Rahmana kavuşan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Prof. Dr. Haydar Baş hocamızı; bu aziz vatanı bizlere armağan eden gazi ve şehitlerimizi rahmetle, minnetle, özlemle anıyoruz.