20 Ekim 2019 Pazar günü Bağımsız Türkiye Partisi 7. Büyük olağan kongresi Ankara’da gerçekleşti. Kongre neticesinde yapılan seçimde, bütün delegelerin oyu ile Prof. Dr. Haydar Baş yeniden BTP genel başkanı seçildi.
20 Ekim Pazar gününde Ankara’da gerçekten maddi, manevi bir yoğunluk yaşandı. Bu günün alışılmış, sıradan bir gün olmadığı her halinden belliydi.
Sabahın erken saatlerinden itibaren Anıtkabir çevresinde otobüslerin ve özel araçların sıralandığını, farklı bir kalabalığın oluştuğunu fark etmeyen yoktu. Otobüslerin önlerindeki yazılardan; bugün Atamızın misafirlerinin çoğunluğunu ülkemizin dört bucağından gelen, Bağımsız Türkiye Partili vatandaşların oluşturduğu anlaşılıyordu.
Bu ziyaret tevafuken oluşan bir ziyaretti. Asla merkezi bir emir ya da talimatla oluşan bir ziyaret değildi. Bu ziyaret, bağımsızlık sevdalısı; fikir, siyaset ve gönül adamı Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın yetiştirdiği; ağzı dualı, gönlü sevdalı bir kadronun, Atasına minnet ve sevgisini arz etme ziyaretiydi.
Bu ziyareti sıradanlıktan çıkaran en önemli faktör şuydu; Bağımsız Türkiye Partisi(BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş’ın yıllardır altını çizerek gündem ettiği “Atatürk milletimizin birleştirici harcıdır” ifadesinin ispatıydı.
Yurdumuzun bütün il, ilçe ve belde BTP teşkilatlarının katlımı demek; doğusuyla, batısıyla, güneyiyle, kuzeyiyle; Türküyle, Kürdiyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle; Sünni’siyle Şii’siyle, Alevi’si, Bektaşi’siyle topyekûn bir millet orada demektir.
Manzarayı şu ifadelerle izah etmek istiyorum: “Atasına doğru akan gönüllerin; sevgi ve heyecan seline dönüşmesine şahitlik ediyordu, zaman ve mekân…”
Bu ziyaretçiler farklıydı. BTP kadroları, kadınıyla, erkeğiyle; yaşlısıyla, genciyle hemen herkes bir yandan abdestini alıyor, bir yandan dualar, Fatihalar, Yasinler okuyarak yol alıyorlardı; Anıtkabir’e giden yolda…
BTP kadrolarının, Atasının manevi huzuruna yaklaştıkça takındıkları tazim ve edep görülmeye değerdi inanın…
Şahit olduğum bir manzara beni çok etkiledi. Birkaç arkadaşımla Atamızı ziyaret ederken gözüm bir bayana takıldı. Bizi bir adım geriden takip eden başı açık normal bir kıyafet giyinen biriydi. Önce sıradan bir ziyaret yaparken, bizlerin tavırları dikkatini çekmiş olacak ki, çekingen bir tavırla ellerini duaya kaldırdı, bizler gibi dua etmeye başladı. Sonra bizler atamızın manevi huzurunda onun manasından, feyzinden istifade etmek için boynumuzu büküp, tefekkür etmeye başlayınca; aynı bayan da ellerini bağladı, onun da Atasının huzurunda boyun büküp, tazim edişi ve bu halini uzun süre devam ettirmesi, inanın beni çok etkiledi…
Allah(c.c.) Haydar Hocamızdan ebediyen razı olsun ki; yıllardır karartılan, iftiralara maruz bırakılan, manevi şahsiyeti gizlenmeye çalışılan Atamızı bize, bizi Atamıza kavuşturdu. “Hoş geldin Atatürk” eseriyle gerçek Atatürk’ü cümle âleme tanıttı.
İnanıyorum ki Atamız, Haydar Baş hocamız sayesinde hak ettiği saygı, sevgi ve rahmete gark olmaktan mutlu olmaktadır. Atam sen rahat uyu, ilkelerine ve emanetine gerçekten sahip çıkan bir lider ve kadro seni rahmetle anıyor, tazimle selamlıyor. Ruhun şad olsun.
Uğur Kepekçi