AKP ve yandaşı MHP ile yol yürüdükleri son dönemlerde sık sık gündem edilen bir söz vardır. O da “devlet aklı” sözcüğüdür.
Bu sözcük görünürde çok ağırlığı olan sanki içinde büyük sırları içinde barındıran bir sözcük gibi gösterilmeye çalışılmaktadır. Halkın ya da muhalefetin eleştirdiği bazı konularda ‘bu devlet aklının ürünüdür sizin aklınız ermez’ rollerine bürünülmektedir.
Bu sebeple Mevlana Celaleddin-i Rûmî “Sen ne söylersen söyle, söylediğin, karşındakinin anladığı kadardır.” der.
Çünkü söylenen sözün anlaşılır olması devletle milletin aklının bir beyinden çıkmış gibi bütünlük arz etmesi gerekmektedir. Devlet millet bütünlüğünün sağlanamadığı bir meselenin uzun soluklu yürümesi imkânsızdır. Er ya da geç o sistem çökmeye mahkûmdur.
Şimdiki yöneticilerle Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurtarıcısı ve kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün devlet aklını karşılaştırmak imkânı sağlayan 30 Ağustos Zaferinden sonra savaş meydanında söylediği şu söz beyinlere ‘devlet aklı budur’ diye geçmelidir.
Başkomutan ‘ın yaptığı bu konuşmada Türk Milleti’ne bir vasiyeti, devleti yönetenlere bir tavsiyesi vardır. Savaşın Ustası, tarihe ve gelecek kuşaklara seslenir:
«Efendiler, kendilerine bir milletin talihi emanet edilmiş adamlar, milletin kuvvet ve kudretini, yalnız ve ancak yine milletin gerçek ve elde edilmesi mümkün çıkarları yolunda kullanmakla görevli olduklarını bir an hatırlarından çıkarmamalıdırlar. Bu adamlar düşünmelidirler ki, bir memleketi ele geçirmek ve işgal etmek, o memleketlerin sahiplerine hâkim olmak için yeterli değildir. Bir milletin ruhu ele geçirilmedikçe, o millete hâkim olmanın imkânı yoktur.
Mahkûm olmak istemeyen bir milleti, esareti altında tutmaya gücü yetecek kadar kuvvetli zorbalar artık bu dünya yüzünde kalmamıştır.
Türk Milleti son mücadeleleriyle, özellikle burada kazandığı zaferle, gösterdiği azim ve irade ile bilinen bu gerçeği bir defa daha tarihin kalbine çelik kalemle kazımış bulunuyor…
Bu sahada akan Türk kanları, gökte dolaşan şehit ruhları devlet ve Cumhuriyetimizin ebedi muhafızlarıdır…” (Naim Babüroğlu / Büyük Taarruz Sarışın Kurt / Sayfa 113)
İçte ve dışta sürekli değişkenlik arz eden, derinliği olmayan işleri ve sözleri bize “devlet aklı” diye yutturmaya çalışanlar, Başkomutan Atatürk’ün bu tespitini tekrar tekrar okuyup ders alırlarsa kazanan hem devlet hem de millet olacaktır. Aksi halde bu konuda yapılan ciddi hatalar bizi tarih sahnesinden siler. Vesselam.