Atatürk’ün din istismarcılarıyla mücadelesi -3-

Atatürk din perdesini kullananların İslamiyet’i saptırdığını ifade ederek yapılanları eleştirirdi:

“… Tereddütsüz diyebilirim ki, bugünkü İslam dini başka, Peygamberin zamanındaki İslam dini başkadır. Gerçek İslamiyet, yaratılışından gelen mantıklı bir dindir. Hayalleri, yanlış düşünceleri, boş inançları hiç sevmez, özellikle nefret eder.”

Yine din istismarcıları hakkında saltanatın kaldırılmasıyla ilgili Meclis’te yaptığı konuşmada; “… Böyle adi ve sefil hilelerle hükümdarlık yapan halife ve onlara dini alet yapmaya tenezzül eden sahte ve imansız âlimler tarihte rezil olmuşlar ve daima cezalarını görmüşlerdir “der.  (Saltanatın kaldırılması hakkında Meclis’te konuşmadan).

Mustafa Kemal, bu beyanları ile gerçek din âlimleri ile gerçek din istismarcılarını, dini siyasete alet eden dincileri ayırmaktadır.

Yine şöyle der: “Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz… Görürsünüz ki; milleti mahveden, esir eden fenalıklar hep din kisvesi altında küfür ve melanetten gelmiştir. Onlar her türlü hareketi dinle karıştırırlar. Hâlbuki elhamdülillah hepimiz Müslümanız, hepimiz dindarız.”

Mustafa Kemal, Anadolu’nun kurtuluşunda din adamlarından destek almasına rağmen sadece Nakşi olanlarından bu desteği görmemesi, İslamiyet’i değiştiren hocaların anlaşılmasında önemlidir.

“Zira vatan sevgisi imandandır” buyurur, Hz. Peygamberimiz (s.a.v).

Kurtuluş Savaşı döneminde ve Cumhuriyetin ilk yıllarında çıkan ve isyancı şeyhlerin öldürüldüğü bazı isyanlar Mustafa Kemal’e dinsiz denilmesine bahane edilmiştir.

Ancak, sabittir ki; bu isyanların tamamı İngiliz etkisindeki Nakşilerin çıkardığı, kurtuluş hareketini baltalamayı destekleyen bilinçli isyanlardır.

Mesela Konya’da bir Nakşibendi şeyhi olan ve Konya halkı üzerinde derin tesiri bulunan Zeynel Abidin Hoca örneğidir. “Zeynel Abidin Hoca, Kuvayi Milliye aleyhine aleni cephe almıştır.

Millî Mücadele yılları boyunca bilhassa İngilizler ve Saray’la yakın ilişki içerisinde olan Zeynel Abidin Hoca gerek Padişah Vahdeddin’in ve gerekse muhaliflerin bir numaralı gözdesi olarak bakılıyordu.

Nakşibendi şeyhleri Koçgiri isyanına, Menemen isyanına, Şeyh Sait isyanına destek gösterilmektedir.

Musul ve Kerkük konusunda İngilizlerle yapılan görüşmeler sırasında patlak veren Şeyh Sait isyanı, Musul ve Kerkük’ün elimizden çıkmasına sebep olmuştur.

Bruinessen, “Nakşibendi ağı olmasaydı bunca savaşçıyı harekete geçiremeyecekti; bu insanlar onun kutsal bir kişi olduğuna inanmasalar, bu derece fanatikçe savaşmayacaklardı” itirafında bulunmuştur.

O’na bu gelişmeler karşısında takındığı tavır nedeniyle dinsiz diyenler, Nakşilerin Kurtuluş Savaşı ve sonrasında İngilizlerle yaptıkları iş birliğini iyi incelemeliler.

“Atatürk’ün Nutuk’ta yazdığına göre, Nakşi şeyhi Şeyh Taha Nehri’nin torunu Seyyid Abdülkadir, Kürt Teali Cemiyeti’nin başkanıydı. Koçgiri isyanının elebaşı idi ve idam edildi.  Vatan haini Şeyh Sait ve 46 yoldaşı, 28 Haziran 1925’te Diyarbakır’da asıldılar. (Prof. Dr. Haydar Baş, Hoş Geldin Atatürk, sayfa 547-554)

(Devam edecek…)

Önerilen Makale

Atatürk ve Mevlit Kandili Hutbesi -2-

(…dünkü yazının devamı) “…Peygamberimizin pembe beyaz olup pek sevimli ve güzel olan yüzünden nurlar akardı. …