ugur

Seyr-ü sülûk, vuslat ve zikrullah (3)

Kulluk gerçek manasıyla yaşanınca, kul ibadetlerle Allah’a yaklaşır. O’na yaklaşma gayreti içinde olan kuluna ise Cenâb-ı Hakk koşarak gelir. Nitekim bir kudsi hadiste şöyle buyuruluyor; Enes (r.a.) rivâyet etmiştir: Peygamber Efendimiz (s.a.a.) buyuruyor ki: Allah buyurdu: Kul, Bana bir karış yaklaşırsa, Ben ona bir arşın yaklaşırım; Bana bir arşın yaklaşırsa, Ben ona bir kulaç yaklaşırım; kul Bana yürüyerek gelirse, Ben …

Devamı

Seyr-ü sülûk, vuslat ve zikrullah (2)

Cenab-ı Hakk, madde kalıbımızdan evvel ruhlarımızı yarattı. Ve onlara sordu: “…Ben sizin Rabb’iniz değil miyim? (Onlar da), (ruhlar) Evet (buna) şâhit olduk, dediler.” (Araf /172) Bütün insanlar bu sebeple, bilerek veya bilmeyerek Rabb’ını arıyor. Beşeriyet bu arayışta yanılmasın, doğruyu bulsun diye de Cenâb-ı Hakk insanlığa peygamberleri ve de onların yolunu takip eden insanı kâmilleri göndermiştir. O hâlde denilebilir ki, peygamberler …

Devamı

KU’RAN-I KERİM PEYGEMBERE İTAATİ EMREDİYOR

Kur’an insanlara ve cinlere Allah tarafından bir hidayet rehberi olarak gönderilmiştir. O taktirde göndereni, getireni ve tasdik edeni bir bütün olarak kabul etmek zorundayız. Hükmüne karar veren Allah, tasdik edici ve uygulayıcı elçileri seçmiş, mesajını emanet ettiği melek Cebrail’i vasıta olarak tercih etmiştir. Bu vahiy zincirini inkâr etmek ya da “biri bize yeter demek” birini kabul edip, diğerini yok saymak, …

Devamı

Seyr-ü sülûk, vuslat ve zikrullah (1)

Bugüne kadar yaratılış, ayrılık, arayış, masivadan kurtulmak gibi çok önemli konuları Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın şaheserlerinden bilgileri aktarmaya çalıştık. Bu bölümde de Zikrullah ile alakalı bir başka konuya kapı aralayacağız. Tasavvuf dilinde nefsin terbiyesi ve gönül yolculuğu anlamında kullanılan seyr-ü sülûk ile zikrullah arasındaki ilişkiye değineceğiz. Derdi Allaha vuslat olan, gönül yolculuğunu önemseyenlere değerli bilgiler aktaracağız inşallah. “İnsanın yaratılış …

Devamı

Masivadan kurtulmak Zikrullahla olur (4)

Bu bilgiler ışığında dünya ahiret dengesini sağlıklı kurmak dünya malını Allah’ın rızasına kavuşmak için vesile kabul etmek, mal mülk sevgisini kalbine değil cebine koymak kulluğun şiarı olduğunu anlıyoruz. Merhum Haydar Hocamız, sohbetlerinde dünyayı denize benzetirdi kalbi gemiye. “Geminizi suyun üstünde yüzdürür içine su girmesine engel olursanız ondan faydalanırsınız. Eğer gemiyi koruyamaz içine su girmesine müsaade ederseniz gemi de batar, siz …

Devamı

Masivadan kurtulmak Zikrullahla olur (3)

Mü’min dünyadan elini-ayağını çeken kişi değildir. Helâl vadide dünyayı da tasarrufu altında Allah rızası için kullanan kişidir. Günümüzde bazı cahiller ibadet ehli olmayı dünyadan el-etek çekmek şeklinde anlamış, zenginliği, mal-mülk sahibi olmayı Müslümana yakıştırmamıştır. Bu anlayış yanlıştır. İslam’dan reddedilen madde ve dünyalık; nefis hesabına kazanılan ve insanı Hakk tan koparan, başka bir ifade ile nefsin önünde put mesabesinde olan maddedir. …

Devamı

Masivadan kurtulmak Zikrullahla olur (2)

Cenâb-ı Hakk, bizden, dünyayı yaşarken O’nunla beraber olmamızı, O’ndan gâfil olmamamızı istiyor. İnsan dünya işlerine dalıp Allah’ın zikrinden gâfil olursa, en büyük zarardadır. Böyleleri için Cenab-ı Hakk şu ikazı yapıyor: “Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah’ı anmaktan alıkoymasın. Kim bunu yaparsa işte onlar ziyana uğrayanlardır.” (Münafikûn/9) Abdulkadir Geylani Hazretleri, “Geylani Tefsiri” adlı eserinde. Nâs Sûresi’nin tefsirinde, sürenin hatimesi …

Devamı

Masivadan kurtulmak Zikrullahla olur (1)

Zikir-fikir-şükür dedik yola çıktık. Zikrullah hakkında birçok önemli tespitleri sizlerle paylaştık. Bu bölümde de “masiva” diye özetlenen, tasavvuf dilinde “Allah’tan gayri her şey” diye izah edilen şeyden korunmanın zikrullah ile alakasını Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın tespitleriyle analiz etmeye çalışacağız. “Masiva” denen şey, “Allahtan gayri her şey” ise ve Allah’a gidişe, Allah’a kavuşmaya, engel olduğuna göre; kişin engelini tanıması çok …

Devamı

Hürriyete Zikrullahla erişilir

Hürriyet denince, herkesin aklına istediği gibi davranma özgürlüğü gelir. İnsanlar, sözüm ona istediği her şeyi istediği zaman istediği şekilde elde etmek için yapacağı eylemi özgürlük diye tanımlar. Bu konudaki önündeki engelleri de özgürlük ve hürriyet düşmanı olarak görür. Bu yolda da ölçü sahibi olmadığı için haddini aşar hem kendine hem çevresine en büyük zararları verir. Bu düşünce, çoğu zaman genç …

Devamı

Eşyanın hakikati, zikir ve tecelli (2)

İnsan, âlem gibi, Allah’ın Zât, sıfat ve isimlerinin tecellisinden vücut bulmuş ekmel bir varlıktır. Onda ezeli ve ebedi olan Zât tecellisi ile fena bulacak ve yok olacak olan tecelliler vardır. Yani insan bir yönü ile mahluk âlemine, diğer yönü ile de Vâcibu’l-Vücud’a açılan iki yönlü bir varlıktır. İnsan, yaratılmışların ekmeli, eşrefi, Allah ‘in yeryüzündeki halifesi, zübde-i kâinat, veli ve nebi …

Devamı