Bugüne kadar zikrullah hakkında gerekli ütün konulara az da olsa değindik. Zikrullahın insana kazandırdığı değerlere faziletlere zikrullah meclislerinin ne kadar önemli meclisler olduğuna gerek ferdi gerek cemaat olarak Allah’ı anmanın insan neler kazandığına değinmeye çalıştık.
Elbette her okuyanın aynı seviyede anlayabileceğini ya da aktarılan değerli fikirlerin herkes tarafından kabulünü beklemek çok saflık olur.
Bizim gayretimiz, gönlünde hidayet kırıntıları olan iman-amel, cennet-cehennem kaygısı güden, kul olup Allah’a vuslat peşinde koşan, ya da bu konuda talepleri olanlara yardımcı olmak ve kendimiz de bu sevaptan nasip almaktır.
Bu bölümde de zikrullah konusundan gafil olanlara yüce Allah’ın Kur’an-ı Kerimden tehditlerini ve ikazlarını aktararak gönüllerde bir ürperti oluşturmaktır. Umulur ki zikredenler ne kazandığını zikretmeyenler ya da az zikredenler neleri kaybettiklerini anlayabilsinler. Can bedendeyken kâr zarar hesabı yapsınlar yönlerini bulsunlar Allah’ın zikrine koşsunlar.
Rabbim Haydar Baş kulundan razılığını artırsın! Bizi iki cihanda beraber eylesin. O olmasaydı biz ne yapardık nere gider nasıl yol bulurduk.
Yeri gelmişken çok eski yıllarda Ömer Turan kardeşimiz bir gün bir söz söylemişti de pek anlayamamıştım. Şimdi daha iyi anlıyorum. “Rabbime iki yönden şükür ediyorum.
Birinci şükrüm: Allah bizi Müslüman olma şerefine layık gördüğü için şükrediyorum.
İkinci şükrüm: Bize Haydar Hocamız gibi birine talebe olmak şerefini nasip ettiği için şükrediyorum” demişti. Değerli can dostum Ömer Turan’a selam olsun.
Gerçekten de Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın İman ve insan davasında, Allah’a vuslat yolculuğunda bize rehberliğinin kadri kıymetini anlayabilmemiz ve ödememiz ne mümkün! Allah’ım cümlemize kadir kıymet bilerek yaşamayı ve sıratı müstakim üzere ölmeyi nasip eylesin!
Vaktinizi fazla almadan, Hocamızın bu konudaki heyecan verici tespitlerini paylaşmaya başlayalım:
Cenab-ı Hak, zikri az yapmanın münafıklık alameti olduğunu beyan ediyor ve münafıklar az zikrettikleri için zemmediliyorlar.
“Onlar (münafıklar) Allah’ı pek az zikrederler.”(Nisa /42)
“Her kim Rahman’ın zikrinden göz yumarsa biz ona şeytanı musallat ederiz, artık, bu ona arkadaştır.”(Zuhruf/36)
“Ey Resulüm) bizim zikrimize arka çeviren, dünya hayatından başkasını arzu etmeyenlerden yüz çevir (onlara bakma).”(Necm/29)
“Seni tenzih ederiz. Senden başka veliler edinmemiz bize layık olmaz. Fakat sen onları ve atalarını zevk içine daldırdın. Nihayet zikri unuttular ve helake düşen bir kavim oldular.”(Furkan /18)
Bu ve benzeri âyet-i kerimelerde zikri unutarak dünya meşgalesine düşenlerin bu yüzden nasıl helake ve azaba sürüklendikleri anlatılmaktadır. O halde ancak, şeytanî ve nefsani engellere takılıp kalmadan bunlardan kurtulmak için ihlas ve samimiyetle Rablerinin adını zikredenler kurtulabileceklerdir. (Prof. Dr. Haydar Baş / İslam’da Zikir / Sayfa 176-180) (Devam edecek)
Uğur Kepekçi