Zikre ve zikir ehline düşman olan, onları hakir gören, küçümseyen kimseler büyük bir sapıklık içerisindedirler: “Kalpleri Allah’ın zikrine karşı kaskatı kesilmiş olanların vay haline! Onlar apaçık bir sapıklık içindedirler.” (Zümer/22)
Aynı şekilde Allah’ı zikre yönelenleri hedef alıp onları taşlamak, haklarında ileri geri konuşmak, onlara savaş açmak, Allah’a savaş açmak manasındadır.
Zikir hayattır, saadettir, huzurdur. Zikirden uzak olmak ise en büyük bedbahtlık ve bunalımdır. Zira, “Kalpler ancak Allah’ı zikirle mutmain olur.”(Rad/28)
O halde zikrullah tan gafil bir kalp, tatminsiz ve viranedir. Zikrullahtan gafil olanlar çok büyük bir pişmanlık duyacaklardır. Nitekim Resul-i Ekrem şöyle buyuruyor:
“Bir cemaat bir mecliste oturur da Yüce Allah’ı zikretmeden, peygambere salavat getirmeden dağılırlarsa kıyamet günü bu meclisleri onlara hasret ve nedametten başka bir şey olmayacaktır.” (Tirmizi)
İmam-ı Ali buyurmuştur ki: “Bir zaman gelir ki, insanlara İslamiyet’ten ancak bir isim kalır. Mesela yalnız adı müslüman adıdır. Başka hiçbir ibadet ve taat bilmez. Kur’an’ın resmi kalır. Manasını bilen ve amel eden kalmaz. Mescitlerini tamir ederler fakat içlerinde zikrullah yapılmadığından manen haraptırlar. İşte o zaman ehlinin şerlileri zahir ulemasıdır. Fitne bunlardan çıkar ve yine fitne bunlara döner.”(Nehculbelğa)
Fitne ve fesad ehli eğer, çeşitli vesileler konarak Allah’ın izni ile defedilmeseydiler, kalpler ve mescitler yıkılır harap olurdu. “Eğer Allah insanların bir kısmını bir kısmı ile defetmese idi (yani mütecaviz zalimleri, müfsitleri ve kafirleri, âdillerle, Salihlerle ve müminlerle defetmesi olmasaydı) kiliseler, havralar ve içinde ismi çok zikrolunun mescitler yıkılırlardı,”(Hac/40)
“Şarap ve kumarda şeytanın muradı başka değil, ancak aranıza buğz u adavet düşürmek ve sizi Alah’ı zikir ve yad etmekten ve namazdan men eylemektir.”(Maide/91)
“Sen ve kardeşin ayetlerimle git ve Benim zikrimde gevşeklik etmeyin.”(Taha/42)
Ruhu’l-Beyan tefsirinde bu ayetle ilgili olarak, “Her halde lisan ile ve kalp ile zikre devamda fütur etmeyin. Çünkü zikir bütün maksatların tahsilinde alettir.” denmektedir.
“Allah’ın yüce tanınmasına, içinde adının anılmasına izin verdiği mescitlerde, sabah akşam onu tesbih edenler var. O erler ki, onları ne ticaret ne bir alışveriş Allah’ı zikretmekten ve namaz kılmaktan, zekât vermekten alıkoyamaz.”(Nur/36-37) (Prof. Dr. Haydar Baş / İslam’da Zikir / Sayfa 176-180)
Uğur Kepekçi