Cumhuriyetimizin 96. Kuruluş yıldönümü, “Cumhuriyet Bayramı” büyük bir coşku ve heyecanla kutlandı. Bu bayram farklıydı gerçekten…
Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın bayram kutlama seferberliği, bu sene meyvelerini daha bereketli olarak vermeye başladı.
Bu da demek oluyor ki cumhuriyet düşmanları emellerine ulaşamadılar. Milletimiz ile Atatürk’ün arasını açmak için ortaya koydukları bütün projeler iflas etti. Milletimiz Atasına koştu, gönlünce kutladı bayramını…
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, milli bayramların devlet-millet beraberliğinde ve coşkuyla kullanması konusunda çok ciddi gayretler ortaya koyarak; teşkilatıyla, kadrosuyla, sevenleriyle; salonlarda, meydanlarda, kutlamalara bizzat iştirak ederek, halay çekerek, şarkılar söyleyerek, bayramın nasıl kutlanacağını halkımıza lisanı haliyle göstermeye çalıştı ve muvaffak oldu.
Yine 29 Ekim, yine Cumhuriyet Bayramı kutlamaları, yine Bağımsız Türkiye Partisi; lideriyle, teşkilat üyeleriyle, halkımızla, meydanlarda bayram kutladı.
Önce cumhuriyetimizin değerleri, korunma yolları anlatıldı. Sonra şarkılar, türküler, marşlar, oyunlar eğlenceler…
“Cumhuriyet kutlamaları konusunda halkımızın etkinlikleri, resmi kutlamaları gölgesinde bıraktı” tespitinde bulunsak, kimseyi kızdırır mıyım bilmem ama söylemeden geçemeyeceğim.
Halk, bir zorlama olmadan bayramına gönülden sahip çıkıyor; hiç bir bedel almadan…
Resmi otorite, sırça saraylarında gayet resmi kutlamalar yapmakta, soğuk ve bir o kadar da halktan kopuk bir tavır sergilemektedir. Resmi törenler, resmi görevliler, zoraki katılımlar…
Cumhuriyeti korumak ve kollamak görevi olan resmi otoritenin bu tutumu; ne millete, ne devlete, ne de cumhuriyete bir katkı sağlayamaz. Sağlamadı da zaten…
Cumhuriyetine, devletine, milletine sahip çıkmak isteyenler; Prof. Dr. Haydar Baş gibi, halkla iç içe olmalı, halk ile halay çekerek, şarkı söyleyerek bayramını birlikte kutlamalıdır.
Sayın Cumhurbaşkanım, Sayın Valim, Sayın Kaymakamım, Sayın resmi otorite, çekin halk ile aranızdaki koruma (ayırma) kalkanını. Elbette resmi kutlamalar, resmi programlar olacak ama halkla birlikte olmaktır esas olan…
Çıkın sırça saraylarınızdan. İnin halkın içine. Bayramları birlikte kutlayın. Dertlerini, neşelerini, aracısız paylaşın. İşte o zaman devlet, “baba devlet” olur. Baba evladına sahip çıkarsa, evlat da babasına sahip çıkar. O zaman arzulanan devlet-millet kenetlenmesi olur. Bu gücü de dünyanın hiçbir kuvveti bölemez, aramıza kimse giremez. Kâinat devleti olmanın yolu da buradan geçer.
Bu metotları Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı, fikir adamı, dava adam, gönül adamı Prof. Dr. Haydar Baş, yaşayarak sizlere göstermeye çalışıyor. Lütfen Size ne demek istediğini anlayın artık… Neticesinde huzura kavuşacak, dertlerinize derman bulacaksınız.
Uğur Kepekçi