Ben gamlı hazan, Sense bahar

“Ben gamlı hazan, Sense bahar, dinle de vaz geç” Bestesi Melahat Pars’a, güftesi Sıtkı Argınbaş’a ait hicaz makamında söylenen geçmişin en önemli sanatçılarının seslendirdiği bir şarkının sözleridir.

Allah her iki sanatçımıza da rahmet eylesin Ehl-i Beyt’e komşu eylesin. Bu ve benzeri sözleri yazanlar, besteleyenler, okuyanlar sıradan olmazlar. Gönlünde sevda kırıntıları olanların gönlünden çıkar bunlar…

Her şarkının her türkünün her şiirin bir anısı destansı bir aşk hikayesi vardır. Elbette her aşkın bir makamı, her sevdanın bir muhatabı vardır. Ondandır ki büyükler “dert ağlatır aşk söyletir” demişler.

Aşıkların hali farklıdır. “Kiminin derdi aşktır, söyletir. Kiminin aşkı derttir ağlatır.” Onu da aşıklara bırakalım…

Kiminin sevdası Leylaya kadardır Leylada başlar Leylaya varır…

Kiminin sevdası Mecnun gibi Leylayla başlar sonu Mevla’ya varır…

Kiminin sevdasının başı da Mevla’dır yolu da Mevla’dır sonu da Mevla’ya varır…

Anlatılmasının zor olduğunu bilen Hz. Mevlana’ya aşk nedir denilmiş; “Ben ol ki bilesin demiş”

Hz. Mevlana’ya peki aşkın ölçüsü var mıdır? Demişler; “Aşk sandığın kadar değil yandığın kadar demiş”

Yunus aşkı, aşksızlardan korumayı öğütlemiş; “Aşksızlara verme öğüt, öğüdünden alır değil. Aşksız kişi hayvan olur, hayvan öğüt bilir değil”

Fuzuli de “Ne varsa bu alemde aşk imiş gerisi kılükal imiş” diyerek anlayana sırlı mesajlar vermiş.

İnsan-ı Kâmiller de “aşk anlatılmaz yaşanır” demiş, son noktayı koymuş.

Bu sebeple kavramların zahirdeki anlamıyla gönüldeki anlamları zıtlık değil tamamlayıcı özellik taşır. Bakmasını bilen görür, göremeyen kör gelir kör gider bu alemden…

Nereden çıktık nereye vardık? Aşktan çıktık yola, maksadımızı koyalım ortaya:

Bir nişan merasimi için gittiğim Trabzon’da muhterem Hocamla bir grup arkadaşla oturuyorduk. Sohbetler yapıldı muhabbetler yaşandı. Bir anda bana “Uğur bir şarkı söylesene bize” dedi. Birkaç şarkı ezberimde olmasına rağmen bir anda gönlüme “ben gamlı hazan” şarkısı düştü ve söylemeye başladım. Gözlerimi kapatmış adeta kendimden geçmiş bir haldeyim.

“Ben Gamlı Hazan, Sense Bahâr, Dinle De Vazgeç / Sen Kendine Kendin Gibi Bir Tâze Bahâr Seç/Olmaz Meleğim Böyle Bir Aşk, Bende Vakit Geç /Sen Kendine Kendin Gibi Bir Tâze Bahâr Seç” şarkım bitti. Gözlerimi açtım, ter içindeyim Haydar Hocam da adeta kendinden geçmiş, o kadar mutlu olmuştu ki; şarkı bitince dudaklarından şu sözler dökülüyordu manalı bir şekilde: “Olmaz Meleğim Böyle Bir Aşk, Bende Vakit Geç /Sen Kendine Kendin Gibi Bir Tâze Bahâr Seç”

Bu şarkı, gerçekten idraki zor, tarifsiz aşkları çağrıştıran, kimine göre sıradan bir şarkı kimine göre bir sanat eseri kimine göre âşuk ile maşuk arasında iletişimin kodların gizli olduğu bir eser…

Ne derseniz deyin ama bu şarkının bendeki son etkisi; çocukluk yıllarımda okuduğum vaz geçilemez bir eser iken şimdi mezara kadar dilimin gönlümün virdi olacağa benziyor. Her icramda kendimi Hocamın aşk ikliminde, gönül eşiğinde hissedeceğim.

Rabbim aşkı daim kılsın gönlümüzde…

Uğur Kepekçi

Önerilen Makale

Hakkımı helal etmiyorum

Türk siyasetinde işler, hiç olmadığı kadar farklı mecralarda seyrediyor. Bu süreç ve gelinen nokta sizlere …