BTP Gençlik Kampı analizi -2-

Dünkü makalemizde sistemleri uygulayacak, insana huzur verecek, insanca yaşamasına zemin oluşturacak adil paylaşımı sağlayacak olan insanın kendisi olduğuna göre insan meselesini halletmeden hiçbir sorunu halledemeyeceğimiz hakkında tespitler yapmıştık.

Şimdi de sistemden önce insanın yetiştirilmesini savunan Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın şu muhteşem tespitini aktaralım: “Siz ne kadar mükemmel nizam yaparsanız yapın, onu hayata geçirecek olan mükemmel insanı yetiştirmediğiniz sürece bütün sistemleriniz yok olmaya mahkûmdur.”

Bugün de özlenen gençliğin yetiştirilmesi için mutlak manada doğru ölçülerin insana verilmesinin şart olduğuna sistemden önce insanın yetişmesi gerektiğine değineceğiz.

Elbette sistemlerin devamlılığını sağlamak için davaların sürekli olarak gençliğe emanet edilmesine dikkat etmek lazımdır. İnsan doğar, büyür ve sonunda ölür. Davaları ölümsüz kılmanın yolu, onu gençliğe emanet etmektir.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yıkılmış yok olmuş parçalanmış bir imparatorluktan sonra meydana getirmeye çalıştığı Türk medeniyetini yeniden diriltmek görevini Türk gençliğine emanet etmiştir. Bu sebeple ideal bir yapıyı oluşturacak gençlik de büyük bir ideal sahibi olmalıdır.

Hiçbir ulus başka milletlerin inanç ve kültürüyle kendi medeniyetini inşa edemez. Göstermelik ve geçici bir oluş sağlam temeller üzerine bina edilemediği için kalıcı da olamaz.

Kokuşmuş ve denenmiş sistemlerin insanlara mutluluk getirmediği ayan beyan meydana çıktığına göre Türk milleti kendi medeniyetini kendi inanç ve kültür temeli üzerine bina etmek zorundadır.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk kurduğu cumhuriyeti gençlere emanet ederken şu ifadesiyle onlara yüce bir ideal ve görev vermiştir: “Ey yükselen yeni nesil, istikbal sizindir. Cumhuriyet’i biz kurduk, O’nu yükseltecek ve sürdürecek sizlersiniz.”

İnşa edilecek bir yapının temel taşlarından tutun da en ince ayrıntısına varıncaya kadar bir ölçü dahilinde olması o yapının sağlamlığıyla da doğru orantılıdır.

Prof. Dr. Haydar Baş, sistemlerin, mekanların eşyanın ancak imanlı bilgili ve donanımlı insanın elinde hayat bulacağına, maddeyi imar edecek şahsın öncelikle ela alınmasına olan inancıyla yola koyuldu.

Türk’ün tahrip olmuş medeniyetini yeniden inşa etmeye talip olan Çağın Bilgesi Prof. Dr. Haydar Baş çalışmalarının merkezine insanı almış ve “önce insan” parolasıyla işe koyulmuştur

İnsanı yetiştirmeyen, insanı merkeze almayan hiçbir görüşün, hiçbir sistemin başarıya erişemeyeceğini tahlil edip, tedavi ve çözümünü de ortaya koyan, ömrünü “iman ve insan” davasına adayan Çağın Bilgesi Prof. Dr. Haydar Baş, ideal bir Türk gencinin portresini çizerek önce örnek insanın vasıfları, sonra yetişmesi sonra başarı elde edilebilmesi için mükemmel bir hedef ölçüsüyle yola çıktı:

“Maddeye esir olmayan, maddeyi esir alan, Hak için madde hakimiyeti kuran bir dünya, özellikle bir nesil bekliyoruz”

Prof. Dr. Haydar Baş’ın istediği bu gencin fikir yapısı, inancı ve kültürüyle bir bütünlük arz etmesi için ideal Türk gencinin vasıflarını şöyle tarif etmiştir:

“İdeal bir Türk genci: Fundamentalist olmayacak, dindar olacak. Irkçı değil Milliyetçi olacak. Mandacı değil Bağımsızlık yanlısı olacak”

Bir sonraki makalemizde de İdeal bir Türk gencinin vasıflarını izah etmeye çalışacağız. İnşallah.

(Devam edecek…)

Önerilen Makale

Kabir ziyareti ve kabirde Kur’an okumak -1-

Çocukluk yıllarımızda Kilis’te cuma günleri ve bayramlarda kabir ziyaretlerine gidilirdi. Mezarlıkta eline Kur’an’ı alan Kur’an …