Geçtiğimiz gün Bağımsız Türkiye Partisi Kahramanmaraş’ta il kongresi gerçekleştirdi. Uzun bir pandemi sürecinin ardından; bir coşku bir heyecan seline kapıldık. Salonda yaşanan atmosfer siyasi parti programından çok gönül ziyafetine dönüştü. Şöyle bir etrafıma baktığımda gözyaşlarına hâkim olamayanlara şahit oldum.
Prof. Dr. Haydar Baş hocamızla birlikte alıştığımız muhabbet dolu ortamlara çok değerli evladı Av. Hüseyin Baş’ın genel başkanlığında tekrar kavuşmanın sevinci insanı ağlatmaya yeter de artar bile…
Salon önünde davullar zurnalar çalınıyor, halaylar çekiliyor, gençler giyindikleri parti amblemli tişörtlerle sloganlar atıyor. Bir anda eski günlerimiz canlandı gözümüzün önünde.
Salondaki misafirlere önce il başkanı, sonra genel başkan yardımcıları ve daha sonra da genel başkan Sayın Hüseyin Baş hitap ettiler. İl başkanlığına, Yüksek Elektrik Elektronik Mühendisi Ali Türk seçildiler. Ali bey yakından tanıdım çok çalışkan otomasyon konusunda uzman, vatan-millet ve Ehl-i Beyt sevdalısı kıymetli bir vatan evladıdır.
Ali beyin eşi çok kıymetli Ayşegül kardeşimizin de kadın kollarında çok aktif görevler üslendiğine ve hizmetlerine yakinen şahidiz. Ali beyin en yakın çalışma arkadaşı eşi olacak ve çok hayırlı ve bereketi hizmetler ortaya koyacaklarına inanıyorum. Bayrağı onlara teslime den Sayın Dilek hanımefendinin hizmetlerini, Kazancı ailesi ve diğer görünen görünmeyen Kahramanmaraş kadrosunu tebrik etmek lazım. Yürüdükleri kutlu yolda, Allah yardımcıları olsun.
Sayın Ali Türk Bey salonda öyle bir konuşma yaptı ki duyguları ateşledi. Konuşmalarından birkaç başlığı paylaşmak istedim:
“Bildiğiniz gibi kurtuluş savaşından önce Kahramanmaraş Fransız işgali altındaydı. Maalesef kalemizde de Fransız bayrağı asılıydı. Ecdadımızın verdiği şanlı mücadeleyle Fransız işgalinden kurtulan memleketimizin kalesinde bugün Türk Bayrağı dalgalanmaktadır. İnşallah kıyamete kadar da bayrağımız dalgalanmaya devam edecektir.
Evet, bugün kalemizin burçlarında Türk bayrağı dalgalanmaktadır. Ancak ekonomi kalesinde maalesef kapitalizmin sömürü bayrağı dalgalanmaktadır. Bu da milletimizi derinden etkilemektedir. Dün kalemizin burçlarında yabancı bayrağı dalgalandığında onu indirmek için Sütçü İmam mücadele vermiştir. Rıdvan hoca “Fransız bayrağı kalenin burçlarından inmediği sürece ben size Cuma namazı kıldırmam” sözüyle kurtuluşun meşalesini yakmıştır. Fransız generalinin memlekete girişi sırasında Abdal Halil’den davul çalmasını istemişler. Abdal Halil “bu davulun kasnağını altınla doldursanız yine de çalmam” diyerek tavır ortaya koymuşlar ve halkımızın yabancı güçlere karşı şahlanışını harekete geçirmişlerdir. Bugün de ekonomik bağımsızlık için bir şahlanışa ihtiyaç vardır. Çünkü ekonomik bağımsızlığını kazanamayan milletlerin burçlarında ne kadar kendi bayrakları dalgalansa da o milletler gerçek bağımsızlıklarına kavuşamamaktadırlar. Kahramanmaraş’ın kahraman evlatları, gençler! Sütçü İmamın, Rıdvan Hocanın, Abdal Halil’in torunları! Burçlardan kapitalizmin bayrağını indirip Milli Ekonomi Modelinin bayrağını dikmemiz lazımdır. Ekonomik bağımsızlığımızı kazanmak için çıkılan bu kutlu yolda genel başkanımız Av. Hüseyin Baş’la birlikte yürümek ve iktidar olmaktan başka çaremiz kalmamıştır. Hemşerilerimizin de bu yürüyüşte bize destek çıkacağına inanıyorum.”