Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatından itibaren Türkiye’de siyaset mecrasından çıkmış, günden güne daha da içinden çıkılmaz bir hâl almaktadır. Bu kötü gidişe dur demek için bir ömür tüketen Prof. Dr. Haydar Baş’tan sonra Bağımsız Türkiye Partisinin bayrağını devralan Av. Hüseyin Baş, emin adımlarla yoluna devam etmektedir.
Bağımsız Türkiye Partisinin Prof. Dr. Haydar Baş’ın yetiştirdiği donanımlı kadrosuyla, inanılmaz bir bütünlük sağlayan, gittikçe de gençleşen kadrolarıyla Sayın Hüseyin Baş, Türk siyasetinde devrim niteliğinde söylemlere ve eylemlere de imza atmaya devam etmektedir.
Sayın Baş, geçtiğimiz hafta sonu Ankara’da düzenlenen Bağımsız Türkiye Partisi İl Başkanları toplantısında tarihe not düşecek, geleceğe umutla bakmamızı sağlayacak ifadeler kulandı. Bugüne kadar devam eden belediyecilik anlayışını eleştirdi. Belediyelerin kendi yandaşlarına rant kapısına dönüştüğünü, hırsızlık ve yolsuzluk için kullanıldığını, bundan kurtulmak için de mutlaka farklı bir anlayışın hâkim olmasını, bunu da ancak Bağımsız Türkiye Partisi kadrolarının başarabileceğini dile getirdi.
Sayın Hüseyin Baş’ın konuşmalarından satır başlarını aktaralım müsaadenizle:
“Biz hiç kimseden yol yapmak için, su vermek için, elektrik altyapısı yapmak için belediye istemiyoruz. Bunlar zaten belediyenin görevi. Vatandaşlarımız ne kadar kandırıldıklarını ne kadar soyulduklarını görmek istiyorlarsa BTP’yi desteklesinler. Hırsızlık, yolsuzluk bitsin istiyorlarsa BTP’yi desteklesinler.”
“Belediyeleri rant kapısına çevirdiler, menfaat kapısına çevirdiler. Biz, ‘Belediyelerin rant kapısı olmaktan çıkarıldığı bir Türkiye istiyorsanız bize oy verebilirsiniz’ diyoruz.”
“Biz Türkiye’de konsept bir belediyecilik anlatacağız. Bütün adaylarımızın sahiplendiği bir yerel yönetim bakışımız olacak, yoksa yolu herkes yapar. Belediye başkanı yerelde halka hizmet eder. Ben dünyanın yarısından fazlasını gezdim, bir tane belediye başkanının ne resmini gördüm ne ismini okudum. Bizde ise nereye gitsen adamın ismi yazıyor. Bunlar belediye başkanlığı yapmak istemiyor ki, bunlar belediyede hizmet etmek de istemiyor. Bunlar sizi sömürmek istiyor, toplumu sömürmek istiyor. Oradan menfaat, rant üretmek istiyor.”
“Türkiye’de iki tane belediye başkan adayı var, her yerde. Genel seçimde kurdukları tezgâhı yine kurmanın peşindeler ya AKP’nin adayı ya CHP’nin adayı. Siz bunların kurduğu tezgâha tekme atmak istiyorsanız bu partilerin hiçbirine oy vermeyeceksiniz. Bakın, BTP, nezaketle bir başkaldırıdır. Biz yerel seçime değil, biz bu sisteme başkaldırdığımızı gösterdiğimiz bir seçime giriyoruz.”
Değerli okurlarım! Sayın Hüseyin Baş’ın değindiği konular, yıllardır kanayan yaralarımız değil mi? Belediyeler hangi parti iktidar olursa olsun onun adeta çiftliği, rant kapısı olmadı mı? Seçim çalışmalarında hangi parti yandaşlarına iş garantisi vermiyor ki? İş adamları, sanayiciler, kazanmaya yakın gördüğü adayı babasının hayrına mı destekliyor? Neden seçimler yaklaştıkça paralar saçılıyor, belediyeyi almak için inanılmaz paralar harcanıyor, seçim ulufeleri dağıtılıyor?
Kim ne derse desin; belediyelerde herkesin rant kapısı olmaya devam eden bir döngü oluşmuştur.
Sayın Hüseyin Baş, başkalarının dillendirmeye dahi cesaret edemediği konulara parmak basarak; “BTP, nezaketle bir başkaldırıdır.” Diyor. 31 Mart seçiminde sandık önünüze gelecek. BTP’ye oylarınızı vererek nezaketle başkaldırmaya var mısınız?