Birlikte yaşamak zorunda olan insanlar, aynı zamanda huzur ve barış içerisinde yaşamayı da becerebilmelidirler. İlk insandan bu yana insanlar, bazen ilahi bazen beşeri sistemlerle kendi kendilerini yönetmeye çalışmışlar.
Hak, hukuk, adalet içerisinde birlikte yaşamayı becerebilenler, kurallara uydukları kadar uzun süre tarih sahnesinde kalmışlar, mutlu ve huzurlu bir hayat sürmüşler. Aksi takdirde birbirlerine yaşadıkları hayatı zindan etmişler.
Birbirini yönetme sanatına siyaset denilmektedir. Neredeyse her şeyin aslından çıktığı şu döneme gelinceye kadar siyasetin geldiği son nokta; yönetmekten çok hükmetmek şekline dönüşmüştür.
Yeni dünya düzeni denilen anlayışta son dönemde her kültürün her inancın farklı siyaset oluşturduklarına; oluşturulan bu siyasetin haklının değil güçlünün hakimiyeti üzerine bina edildiğine şahit olmaktayız.
Dünyada siyasetinin doğru yönde gittiğini, her nerede olursa olsun siyasetin huzur ve barış getirdiğini söyleyebilen varsa beri gelsin. Dünyanın hemen hemen hiçbir yerinde huzurlu ve adaletli bir yönetimin iş başında olduğunu göremiyoruz.
Çünkü adil bir yönetim oluşturmak sıradan bir iş değildir. Doğru siyaseti oluşturacak, savunacak ve uygulayacak kadrodan mahrum olanların doğru bir yönetimden söz etmesi mümkün değildir. Bu kadrolardan mahrum olanların iktidarlarında; söylemleriyle, eylemleri farklı olanların toplumu ne hale getirdikleri meydandadır.
Prof. Dr. Haydar Baş, Bağımsız Türkiye Partisi hareketini başlatmadan yıllar önce bu sorunu tespit etmiştir. Sorunun çözümü için de bu siyaseti uygulayacak kadrosunu “önce insan” parolasıyla yetiştirmiştir. Yani önce oluşturulacak siyaseti ve sistemi uygulayacak insanı esas almıştır.
Partinin omurgasını oluşturacak kadronun düşüncesini şekillendirmek adına O’nun ortaya koyduğu çalışmaları destan niteliğindedir. Kadrosunu ilmek ilmek dokumak adına, bahçede gül yetiştiren bahçıvan gibi gül fidanlarıyla tek tek ilgilenerek bir gül bahçesi oluşturmuştur.
BTP kadrosunda görev alacak öncü kişileri milli ve dini bütünlüğü esas alan; maddesiyle, manasıyla iki kanatlı kuş misali uçuşunu sağlayacak fikir ve gönül yapısına eriştirmiştir.
Onun vefatından kısa bir süre önce” beni kaçırdınız kadromu kaçırmayın” demesi de yetiştirdiği kadroya güvenini beyan eder.
Bağımsız Türkiye Partisi, ebedi lideri Prof. Dr. Haydar Baş’la, Genel Başkan Av. Hüseyin Baş’la birlikte; eskisiyle yenisiyle, yaşlısıyla genciyle, bir fikir ve gönül hareketidir. Bu sebeple BTP sıradan bir kadro değildir diyoruz.
Halkımıza davetimiz odur ki; milli, doğru ve temiz siyaset anlayışıyla, Türkiye’nin geleceğini inşa etmek için siz de bugün BTP kadroları içinde yer alınız. Yarın geç kalmış olabilirsiniz…