Çok uyardık ama uyanış tam sağlanamadı -1-

Dinlerarası Diyalog faaliyetlerini yürütmek üzere başta Vatikan olmak üzere küresel güçlerle yapılan anlaşma 8 Şubat 1998 Papa-Gülen görüşmesiyle ve sunulan biat mektubuyla açığa çıktı.

Bu faaliyetin Dini ve Milli bütünlüğümüze en büyük tehdit olduğunu Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın uyarılarını gece gündüz yazdık söyledik ama kimse anlamak istemedi. Herkes uyurken daha Fethullah Gülen Türkiye’ye dönmeden bütün gücümüzle fedakârca mücadeleler ortaya koyduk. Bu mücadele uğruna kovulduk, sövüldük, sürüldük…

15 Temmuz darbe kalkışmasından sonra bazı kesimler meselenin tehlikesini anlamaya başladı.

Ama FETÖ ile mücadele iktidara başarı hikayesi sağladığı için bir yerde takıldı kaldılar. İktidar sahipleri olaya sadece hain bir darbe kalkışması olarak bakmaktadır. Elbette bu bir hain darbe kalkışmasıdır.

Bu konuda aziz milletimiz kendini tankların mermilerin önüne atarak vatan için ölünebileceğini candan maldan yardan vaz geçileceğini ispat etmiştir. Türk milletinin genel karakteri; hata yapsa da yanlışta uzun süre ısrar etse de sabrı taştığı zaman bir anda aslan kesilir ‘mevzubahis vatansa gerisi teferruattır’ demesini bilir.

İktidar sahiplerinin FETÖ darbe kalkışmasına bakışı eksik bir bakıştır. Bir bütünün yarısını tarif etmek gibi bir şeydir. Evet hainlik ettiler ama ne adına hainlik ettiler? Asıl maksatları neydi? Hizmet ettikleri mahfillerin onlara verdiği Dinlerarası Diyalog hizmeti kimin projesidir? Bu konuya girilmediği taktirde mesele eksik kalacaktır.

Çünkü ne iktidar sahipleri ne de Diyanet Dinlerarası Diyaloğa karşı olduklarını beyan etmiyorlar. Halbuki işin püf noktası orada saklıdır. Bu konuda Yeni Mesaj Gazetesinde darbeden 5 sene önce 17.7.2011 yılında “Dinlerarası Diyalog Vatikan projesidir” Diye bir yazı kaleme almış önemli bilgiler sunmuştuk.

DİNLERARASI DİYALOG VATİKAN PROJESİDİR

Dinlerarası Diyalog süreci başladığı günden bu yana dilimizin döndüğü, gücümüzün yettiği oranda dinimize sokulmaya çalışılan bu fitneye engel olmak için mücadele veriyoruz. Bizi anlamakta güçlük çeken bazı dostlarımız, ortaya koymaya çalıştığımız bu samimi ve gerçekçi mücadelemizi anlamakta zorlandıklarından, selamı sabahı, alışverişi, dostlukları kesmekle kalmadı, bizlere olmaz hakaretleri layık gördüler.

Halbuki bizler Dinlerarası Diyalog faaliyetlerini mili ve dini bütünlüğümüze yönelik en büyük tehdit olarak görmekteyiz ve bu iddialarımıza gerek Kuran’dan gerek sünnetten deliller ortaya koymakta ve hatta bu projenin sahibi olan Hıristiyanların kendi kitaplarından dahi deliller göstermekteyiz.

Ama maalesef bizdeki aymazlar kraldan fazla kralcılık etmekte, gerçekleri gizlemeye çalışmakta, gaflet ya da delaletten dolayımıdır, dilim varmıyor ama ihanetten midir bilinmez, Vatikan’ın değirmenine su taşımaya devam etmektedirler.

Bizi anlamamakta ısrar etmelerine rağmen haklı olan davamızda son nefesimize kadar gerçekleri yazmaya, söylemeye devam edeceğiz, bu biline!

(Devam edecek…)

Önerilen Makale

15 Temmuz, FETÖ ve Dinlerarası Diyalog

15 Temmuz 2016 tarihinde meydana gelen FETÖ kalkışması milletimizin kanıyla, canıyla verdiği mücadele neticesinde amaçlarına …