Saltanat rejimini din olarak, harflerin anlamından çok şeklini kutsal olarak gören zihniyetler, bu anlayışlarını mutlaka gözden geçirmek zorundadırlar.
Çünkü bu zihniyette olanlar işin özünü, kulluktaki nükteyi anlamaktan uzak kalırlar. Nükteyi kaçıranlar işin aslını kaçırırlar. Asıl olan insandır, insan ise Allah’ın muhatabıdır.
Şekilci din anlayışının dini anlamakta zorladığını bilmekteyiz. Buna da fundamentalist din anlayışı diyoruz. Fundamentalist terimi din anlayışına kökten dinci bir bakış sergilediği için bu kelime kullanılır.
Bu anlayış tamamen şekilciliğe dayanan ve işin özünden, ruhundan uzak bir anlayışı temsil eder. Bu anlayışta ahlak ve fazilet gibi erdemliliğe pek önem verilmez. Saça-sakala, kıyafete önem verildiği kadar işin özüne önem verilmez. İmam Gazalinin şu sözü çok güzel ifade eder bunları: “Cevizin kabuğunu kırıp özüne inmeyen cevizin hepsini kabuk zanneder.”
Hâlbuki Peygamberimiz “ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim” buyurmakla güzel ahlakı temsil eden gönül yapısını işaret etmiştir. Ehl-i Beyt’in din anlayışı da şekilciliği reddeder ve işin özüne önem verir.
Saltanat kafasıyla dini anlamaya çalışanların her zaman Atatürk’le Cumhuriyetle sorunları vardır. Hâlbuki Gazi Mustafa Kemal Atatürk Bektaşi geleneğinden gelmiş bir ailenin mensubudur ve dindardır. Tabi ki onun din anlayışı fundamentalist bir anlayış değildir. Yani daha açık ifadeyle o dindardır ve asla dinci değildir. Kendi ifadesiyle Atatürk bir “Cihat Müslümanıdır”
Dinde bir temel vardır ki kendini Müslüman kabul eden ve ilan eden bir kimse Allah katında İslamdır. Ona atfedilen iftiralar onu değil iftirayı atanları bağlar.
Atatürk’ün soyunu ve kimliğini ortaya koymakla milletimize belki de en büyük iyiliği Prof. Dr. Haydar Baş yapmıştır. “Hoşgeldin Atatürk” eserini yazarak gerçekleri ortaya koymaya çalışan Prof. Dr. Haydar Baş, eserinde Atatürk’ün, cumhuriyetin temel ilkelerini de dininden kaynaklanan düşüncelerle oluşturduğunu belirtir.
“Hoşgeldin Atatürk” eserinde de bu konuda Atatürk’ün söylev ve demeçlerinden bilgi aktarır: “Ey millet! Allah birdir, şanı büyüktür. Allah’ın esenliği, sevgisi ve iyiliği üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri, Cenab-ı Hak tarafından insanlara dinî gerçekleri duyurmaya memur ve elçi seçilmiştir. Temel kanunu hepimizce bilinmektedir ki, yüce Kur’an’da manası açık olan ayetlerdir. İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir. En mükemmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, gerçeğe tamamen uyuyor ve uygun düşüyor. Eğer akla, mantığa, gerçeğe uymamış olsaydı, bununla diğer İlahî tabiat kanunları arasında çelişki olması gerekirdi. Çünkü tüm evren kanunlarını yapan Cenab-ı Hak’ tır.” (Prof. Dr. Haydar Baş / Hoşgeldin Atatürk /Sayfa 774-775)
Saltanat kafasıyla düşünenler, hiçbir zaman Atatürk’ü de Cumhuriyeti anlayamazlar. Buna göre onlara deriz ki; gerçeği görebilmek için saltanat kafasını değiştirmelisiniz!