Yıllarca Muharrem ve Kerbela hutbeleri dinledik. Bu yıl okunan hutbe dışında, hep suya sabuna dokunmadan, Ehl-i Beyt’e lütfen keremen birkaç cümle ile yer verilen hutbeler dinledik. Bu durum Kerbela matemini içinde yaşayan Ehl-i Beyt hayranlarını derinden üzmekteydi.
Ama bu yıl Muharrem 10. günü Cuma gününe gelmesi hasebiyle, camilerde okunan hutbeler gerçekten bizleri ziyadesiyle memnun etmiştir. İlk defa Kerbela ve Ehl-i Beyt’e yaraşır bir hutbe dinledik. Hutbe, baştan sona her satırı, her kelimesi çok güzel ve doğru mesajlar içeren bir mahiyetteydi. Bu hutbeden birkaç cümle alarak; hutbenin hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür etmek istiyorum:
“Aziz Kardeşlerim! Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden, sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.” ( Ahzab, 33/33). Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamberimiz (s.a.a.) şöyle buyuruyor: “Size iki ağır emanet bırakıyorum. Birincisi, içinde hidayet ve nur olan Allah’ın Kitabıdır. Allah’ın Kitabına sımsıkı sarılın! İkincisi, Ehl-i Beyt’imdir. Ehl-i Beyt’ime sahip çıkın! Onlar hakkında size Allah’ı hatırlatıyorum…” (Müslim, Fadâilu’s Sahâbe, 36).
“Kardeşlerim! Kerbelâ’yı anlamak, hakkın yanında, hakikatin yolunda olmak demektir. Kerbelâ’yı anlamak, adalet, merhamet, ahlâk, erdem ve fazilete sevdalı olmak demektir. Kerbelâ’yı anlamak, fitne zamanlarında basiret ve ferasetle hakikati görmek demektir. Kerbelâ’yı anlamak, Hz. Hüseyin gibi zulme, zalime ve haksızlığa karşı çıkmak demektir. Kerbelâ’yı anlamak, Hz. Hüseyin ve arkadaşlarının, uğruna canlarını verdikleri yolun Muhammed Mustafa’nın (s.a.a.) yolu, Kur’an’ın yolu olduğunu bilmek demektir. Kardeşlerim! Hutbeme, Hz. Hüseyin Efendimizin yaptığı bir dua ile son vermek istiyorum. “Allah’ım! Bizi zalimlerden berî, mü’minlere velî eyle!” (Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü / 23.10.2015 “Kerbelâ’yı Doğru Anlamak” isimli hutbe).
Sadece birkaç cümlesini alabildiğim bu makalede bir noktaya temas etmeden geçemeyeceğim.
Yıllardır bu ülkede Ehl-i Beyt inancına aykırı işler yapıldı. Veda hutbesinden iki emanet cümlesi kaldırıldı. Bazen sadece emanet olarak Kur’an denildi. (Okul kitaplarına kadar böyle yazıldı). Bazen iki emanet kavramında bahsedilenin, Kur’an ve Sünnet olduğu söylendi.
İki emanetin birinin Kur’an diğerinin Ehl-i Beyt olduğuna dair yıllardır mücadele veren Prof. Dr. Haydar Baş’tır. O’nun bu düşüncelerini aktarmaya çalıştığımız birçok diyanet camiasından hoca efendilerin bile bize şiddetle karşı çıktıkları dönemleri yaşadık. Ama bugün Diyanet’in bu hutbesiyle, gerçekler gün ışığına çıkmış; güneşin balçıkla sıvanamayacağı ispat olunmuştur.
Diyanet camiasının, diyalogcu baskısından kurtuldukça Ehl-i Beyt davasını daha iyi anlayacağına, daha hayırlı hizmetlere imza atacağına olan inanç ve umut taşıyorum. Teşekkürler Diyanet…
Uğur Kepekçi
28 Ekim 2015