Yaşadığımız dünyaya ibret nazarıyla bakınca, insanlık değerlerinin kalmadığını; manadan çok, maddenin hükümran olduğu bir zaman diliminde yaşadığını anlıyor insan…
İbret nazarıyla bakamayan, gününü gün etmeye çalışan; insanlığın iflasından fayda elde edenlere zaten sözümüz yoktur.
Fazla uzatmadan, konuyu Yemen’deki insanlık dramına çekmek istiyorum. 2018 yılında Birleşmiş Milletlerin açıkladığı rapora göre: “Savaşta, 3 yılda en az 6 bin 800 sivil hayatını kaybettiği ve 10 bin 700’den fazla sivil yaralandığını. 14 milyon Yemenlinin açlık tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirtilmiştir.” Sorsak bu olaylardan, ya da Yemen’deki insanlık dramından kaç kişi haberdar?
Çıkacak sonuç, insanlığın ayıbını ortaya koymaktan ibaret olacaktır. Çünkü kamuoyu bu tip haberlerle ilgilenmiyor. Genel olarak insanlık, sadece olayların magazin boyutu ile ilgilenmektedir. Ya da zararı kendisine dokunanlar olunca sesleri duyulmaktadır.
Geçtiğimiz günlerde, Yemen’in adı bütün dünyada yankılandı. Suudi Arabistan’da bir petrol istasyonu Yemen’deki Hursiler tarafından vurulmasıyla petrol üretimi büyük bir oranda sekteye uğradı. Bu sebeple başta ABD olmak üzere küresel güçler şahin kesildi. Hatta büyük bir çapta savaşa hazırlanıldığı kamuoyuna duyuruldu.
Savaşın her türlüsüne karşı olmak insanlığın boynunun borcu olmalıdır. Ancak batı ve onun işbirlikçileri, sözde bazı İslam ülkelerinin çifte standardı; canını sıkıyor insanın.
Bir hiç uğruna insanlık kendi dindaşları, kendi ırktaşları tarafından her türlü zalimliğe, katliama tabi tutulurken sesini çıkarmayanlar; zararı kendi menfaatine dokununca feryat etmeye başladılar.
Sadece Yemendeki katliama değil, insanlara dünyayı dar edenlerin, zalimlere kulak tıkayanların, insanlık dramına göz yumanların düzenleri batsın, dünyaları başlarına yıkılsın, inşallah…
İnsanlığın baş belası kapitalist anlayışın ürettiği insan tipi budur işte…”kaynaklar sınırlı, ihtiyaçlar sınırsız” yalanını yayarak dünyayı cehenneme çeviren zalimlerden kurtulmanın yol vardır. Prof. Dr. Haydar Baş ve O’nun kurtuluş reçetesi “Milli Ekonomi Modeli” işgalleri, zalimlikleri bitirecek niteliktedir.
Çünkü Sayın Prof. Dr. Haydar Baş, problemin temeldeki yanlışını reddederek çözüyor. Kapitalist anlayışın temelinin yanlışını meydana koyuyor: “Kaynaklar sınırsız, ihtiyaçlar sınırlıdır.” Tespiti ile insanların bitecek korkusuyla saldırdığı kaynak kavgalarına son veriyor.
Akademisyenler, iktisat alimleri, yazarlar, çizerler, siyasetçiler; bir kulak verin Prof. Dr. Haydar Baş’a… Elinizi çabuk tutun, çözüm hepimize çok yakın. Aksi taktirde dünya hepimizin başına yıkılacak; haberiniz olsun…
Uğur Kepekçi
1 Ekim 2019