Dünya hayatının aldatıcı olduğu, elde edilen mal, şan, şöhret gibi geçici şeylerle süslü hale getirilip bir imtihan aracı olduğu hakkında ayet ve hadisler mevcuttur.
Ama maalesef insanlar en çok yanılgıya da bildikleri konuda düşmektedir. Bilmek farklı yaşamak farklı şeylerdir.
Dünya ahiret dengesini sağlayabilen Allah’ın veli kulları olmuştur. Keşfettikleri sırları hem yaşamış hem de anlatmaya çalışmışlardır.
Yunus Emre’nin; “Mal sahibi mülk sahibi hani bunun ilk sahibi / Mal da yalan mülk de yalan var biraz da sen oyalan…” ihtarı bu konuda çok anlamlı bir ikaz hükmündedir.
Konunun daha güzel anlaşılması için Prof. Dr. Haydar Baş’ın Zekât eserinde derlediği ayeti kerimelerden bir demet sunmaya çalışalım:
“Bilin ki dünya hayatı ancak bir oyun, eğlence, bir da bir övünme ve aranızda daha çok mal ve evlât sahibi olmak isteğinden ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibidir ki, bitirdiği ziraatçilerin hoşuna gider. Sonra da çer-çöp olur. Ahirette ise çetin bir azap vardır. Yine orada Allah’ın mağfireti ve rızası vardır. Dünya hayatı aldatıcı bir geçimlikten başka bir şey değildir.” (Hadid 57/20).
“Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Muttaki olanlar için ahiret yurdu muhakkak ki daha hayırlıdır. Hâlâ akıl erdiremiyor musunuz?” (En’am 6/32).
“Bu dünya hayatı sadece bir eğlenceden, bir oyundan ibarettir. Ahiret yurduna (oradaki hayata) gelince, işte asıl yaşama odur. Keşke bilmiş olsalardı!” (Ankebut 29/64).
“Doğrusu dünya hayatı ancak bir oyun ve eğlencedir. Eğer iman eder ve sakınırsanız Allah size mükâfatınızı verir. Ve sizden mallarınızı (tamamen sarf etmenizi) istemez.” (Muhammed 47/36).
“Ey kavmim! Şüphesiz bu dünya hayati geçici bir eğlencedir. Ama ahiret, gerçekten kalınacak yurttur.” (Mümin 40/39).
“Allah, dilediğine rızkını bollaştırır da, daraltır da. Onlar dünya hayatıyla şımardılar. Oysa ahiretin yanında dünya hayatı, geçici bir faydadan başka bir şey değildir.” (Ra’d 13/26).
“Size verilen şey, yalnızca dünya hayatının geçimliğidir. Allah’ ın yanında bulunanlar ise daha iyi ve daha süreklidir. Bu mükâfat iman edenler ve Rab’lerine dayanıp güvenenler içindir.” (Şura 42/36).
“Her canlı ölümü tadacaktır. Ve ancak Kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Bu dünya hayatı ise aldatma metaından başka bir şey değildir.” (Al-i İmran 3/185)
Bir hadis-i şerifte Allah’ın samimi kullarını koruma altına aldığı da haber verilmiştir. “Allah bir kulu sevdi mi onu dünyadan korur, tıpkı sizden birinin hastasına suyu yasaklaması gibi.”
İmam Ali (a.s.) buyurdu: “Dünya arkasını dönmüş gidiyor. Ahiret yüzünü dönmüş geliyor. Her birinin kendine has çocukları vardır. Siz ahiret çocuklarından olun; dünya çocuklarından olmayın! Bugün çalışma günüdür, hesap günü değil. Yarın hesap günüdür. Çalışma günü değildir.” (Prof. Dr. Haydar Baş, Kur’an ve Sünnet Işığında Büyük İslam İlmihali, Zekât, Sayfa 206- 209).
Bu bilgiler ışığında dünyanın aldatıcı yüzünü tanıyarak dünya ahiret dengesini kurmalı, Allah’a kul olmalıyız. Aksi halde ahirette zarara uğrayanlardan oluruz. İmtihan gereği, tercih kulun kendisine bırakılmıştır.