Ebu Leheb ölmedi, Ebu Cehil kıtalar dolaşıyor

İlk peygamber Hz. Ademden bu yana dava liderini kendi devrinde kabullenen olduğu gibi davasına ve liderine düşmanlık eden çok yakınlarından insanlar da olmuştur.

Önce nübüvvet ehli peygamberler sonra velayetin başı Hz. Ali (a.s.) ve sonra da velayet yolunun yolcuları bu kaderi yaşamıştır. Bu süreç kıyamete kadar devam edecektir.

Bunların hayat hikayelerine bir bakın. En çok yakınından, milletinden darbe yemiştir o kutlu insanlar. Bu konudaki şikayetlerini de gelecek nesillere bir şekilde aktarmışlardır.

Peygamber efendimizin İslam’ı tebliğ etmeye başladığı dönemlerde ilk tepkiler yakın akrabalarından ve kabilesinden gelmişti. Amcası Ebu Lehep küfrünü açıkça beyan etmiş ilk günden bu yana Ona her türlü eziyeti reva görmüş sonunda da hem kendisi hem hanımı Tebbet suresindeki ayetlerle lanetlenmiştir.

Küfrün ve cehaletin başını çeken Ebu Cehil Hz. Muhammet’le başka bir mantık içinde mücadele vermiştir: Açıktan Muhammed’e muhalefet eder ama gizliden onun sohbetlerini takip ederdi. Şu örneği Prof. Dr. Haydar Baş’ın sohbetlerinde defalarca dinledim eserlerinde okudum:

“Ebu Cehil kendi taraftarlarına ‘Muhammed’i görünce sakın ona yaklaşmayın! Onun sözlerini dinlemeyin!’ Diye emir verirdi. Ancak kendisi gizli gizli Onu takip ederdi. Ebu Cehil bir gecenin karanlığında peygamber efendimizin sohbet yaptığı evin duvarına saklanmış onu dinliyordu. Bir başka müşrik de aynı yolu takip edip peygamberimizi gizlice dinlerken birbirini görürler. Ebu Cehil adamını azarlar ‘Ben size Muhammed’i dinlemeyin demedim mi?’ deyince diğer müşrik ona ‘ya Ebu Cehil sen neden dinliyorsun?’ der. Ebu Cehil ‘in verdiği cevap çok enteresandır: ‘Muhammed o kadar doğru o kadar güzel konuşuyor ki onu dinlemekten kendimi alamıyorum.’

İşte Ebu Cehil ‘in mantığı budur. Gerçeği duydu ve gördü. Kibri ve hasedi onun iman etmesine engel oldu, gerçeği gizledi ve ebedi cehennemi boyladı.

Prof. Dr. Haydar Baş, kibir ve haset ehli olanların gerçeği görmekten ziyade gizlemeyi adet edindiklerini Rahmeten Li’l-alemin Hz. Muhammed eserinde şöyle izah ediyor:

“Her devirde, yüksek fazilete sahip insan, çevresini nezih bir hayata çağırdığında, davetlinin hayranlık ve itimadı galip gelip iman etmesi söz konusudur. Fakat, karşısındakinin fazileti karşısında ezilen insanın nefsinde kibir, haset aşağılık kompleksi gibi nefsi hastalıkların açığa çıkması da mümkündür ki bu taktirde kişi, küfrün en kuvvetli mümessillerinden biri olabilir.” (1. Cilt sayfa 119)

Rahmetli Arif Nihat Asya’nın meşhur Naat şiiri vardır. Gerçekten baştan sona mesajlar içeren, her devrin Ebu Cehillerini ele veren muhteşem bir şiir. Ne demek istediğimizi Naattan bir kısmını aktararak çağın Ebu Cehillerini tanımaya çalışalım:

“Elçi geldin, elçiler gönderdin. Ruhunu Allah’a, Elini ümmetine verdin. /Beşiğin, yurdun, yuvan Mekke’de bunalırsan, Medine’ye göçerdin. /Biz bu dünyadan nereye göçelim, ya Muhammed? /Yeryüzünde, riya, inkâr, hıyanet; Altın devrini yaşıyor…/Diller, sayfalar, satırlar; “Ebu Leheb öldü” diyorlar:/Ebu Leheb ölmedi ya Muhammed; Ebu Cehil, kıtalar dolaşıyor!

Neler duydu şu dünyada, Mevlidine hayran kulaklarımız;/Ne adlar ezberledi, ey Nebî, Adına alışkın dudaklarımız! /Artık yolunu bilmiyor; Artık yolunu unuttu Ayaklarımız! / Kâbe’ne siyahlar yakışmamıştır Yâ Muhammed bugünkü kadar! / Haset gururla savaşta; gurur Kafdağı’nda derebeyi…/Onu da yaralarlar kanadından, gelse bir şefkat meleği…”

Rahmetli Arif Nihat Asya Naatta yaşadığı çağın sözde Müslümanlarından bizar olduğunu, Peygambere olan sevgisini ve Onun hayat tarzına olan özlemini dile getirmiştir.

Onun bu dizelerinden anlıyoruz ki her çağda tevhidin de küfrün de temsilcileri var olacaktır…

Prof. Dr. Haydar Baş’a inanmayıp gizlemeye çalışanlar, “projelerinden haberimiz yoktu” deyip onun bütün söylemlerini gizli gizli dinleyen çağımızın Ebu Cehilleridir.

Bakmayın onların bulundukları makamlarına, siyasi kariyerlerine, isimlerinin başındaki ünvanlarına. Kimi dindar, kimi ham sofu, kimi sarıklı, kimi cübbeli; kimi ekonomist, kimi siyasetçi, kimi haberci bunların hiçbirinin diğerinden farkı yoktur.

Ne kadar da doğru söylemiş Rahmetli Arif Nihat Asya “Diller, sayfalar, satırlar; “Ebu Leheb öldü” diyorlar/Ebu Leheb ölmedi, ya Muhammed/ Ebu Cehil, kıtalar dolaşıyor!”

Dün gizleyip bugün kendilerine ait gibi gösterdikleri Prof. Dr. Haydar Baş’ın projelerini çalmaya çalışan yerli ve yabancı Ebu Cehiller, başarısız ve nasipsiz olacak. Prof. Dr. Haydar Baş’ın yıldızı hep parlayacaktır. Hayırlı olsun Türk Milleti!

Uğur Kepekçi

 

Önerilen Makale

Hakkımı helal etmiyorum

Türk siyasetinde işler, hiç olmadığı kadar farklı mecralarda seyrediyor. Bu süreç ve gelinen nokta sizlere …