Kişinin işlediği hatalara günah, hatalardan dönüp pişman olup o hatadan vazgeçmek için Allah’tan af edilmeyi istemek de tevbedir.
Günahın-sevabın, helalin-haramın, cennetin-cehennemin, kurallarını koyan yüce Allah, elbette kulunun affı için de kurallar koymuştur.
Kur’an’da belirtilen Allah’ın hükümlerini, Peygamber ve Onun Ehl-i Beyt’i, kullara canlı Kur’an olarak sosyal yaşantılarında uygulayarak ve nasihat ederek, kıyamete kadar korunmasında vazifeli kimselerdir.
Tevbe konusu, gerçekten çok önemli bir konudur. İnsan nasıl yargılanacağını, onu cehennemden kurtaracak ölçüleri, Allah’ın affına layık olmayı, tevbenin kural ve kaidelerini öğrenmelidir.
Bu sebeple değerli dostlarıma, Ehl-i Beyt imamlarının tevbe konusunda nasihatlerinden Prof. Dr. Haydar Baş’ın Ehl-i Beyt külliyatından bir demet aktaracağım:
İmam Bâkır (a.s.) “Günahtan tevbe eden kimse, günah işlememiş gibidir.” Hadisini aktararak şöyle buyuruyor:
“Mü’min insan, mü’min kardeşini yetmiş kere bir günahı işlerken görse dahi o günahı örtmesi, başkalarından gizlemesi farzdır.”
İmam Muhammed Bakır ile Muhammed b. Müslim arasında geçen bir sohbeti aktaralım:
“Ey Muhammed b. Müslim! “Mü’min tevbe ettiği zaman günahları bağışlanır. O halde mü’min, tevbe ve mağfiretten sonra yeniden sâlih amel işlemeye başlasın. Allah’a yemin ederim ki, bu ancak iman ehli içindir.”
Dedim ki: ‘Eğer tevbe ve istiğfardan sonra tekrar günaha döner ve tekrar tevbe ederse?
Dedi ki: ‘Ey Muhammed b. Müslim! Sence Mümin kul işlediği günahtan pişmanlık duysa, bundan tevbe etse, Allah onun tevbesini kabul etmez mi?’
Dedim ki: ‘Ama adam bunu defalarca yapıyor, günah işliyor, sonra tevbe ediyor ve Allah’tan bağışlanma diliyor.
“Dedi ki: Mü’min istiğfar ve tevbe ile geri döndükçe, Allah da mağfiretle ona döner. Şüphesiz, Allah bağışlayandır. Merhamet edicidir. Tevbeleri kabul eder ve kötülükleri bağışlar. Sakın müminleri Allah’ın rahmetinden ümitsizliğe düşürmeyesin.
Muhammed Bâkır tevbe hakkında şöyle dedi: “Allah-u Teâlâ, bir kulu tevbe ettiğinde, karanlık bir gecede bineğini ve yiyeceğini önce kaybedip, sonra bulan kişiden daha çok sevinir.”
İmam Bâkır (a.s.) şöyle buyurdu: “Dilini korumadıkça hiç kimse günahtan korunmuş olamaz.”
“Her kulun kalbinde beyaz bir nokta vardır; bir günah işlediğinde o noktada siyah bir nokta oluşur; tevbe ederse o siyahlık yok olur, günah işlemeyi sürdürürse o siyahlık gittikçe büyür ve sonunda o beyazı tamamen kaplar. Beyazı gerçekten kapladığında artık o kalbin sahibi asla hayra dönmez. Allah-u Teâlâ, ‘Hayır, onların kazanmakta olan kalpleri üzerinde pas tutmuştur’ diye buyurduğunda işte bu manayı kastetmiştir.” (Prof. Dr. Haydar Baş / İmam Muhammed Bakır (a.s.) /sayfa 175-177)
Umarız bu ölçüler çerçevesinde davranır, daha az günah işleyen, günahından çabuk dönen, sonra da tekrar günah işlemekten kaçınan bir kul oluruz. İnşallah…
Uğur Kepekçi