Ehl-i Beyt’in zekât hakkındaki sözleri

Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın “zekât” kitabının önsözünde bu eseri emsallerinden ayıran özelliğinden şöyle bahsetmiştir:

“Eserimizin önemli farklarından bir diğeri; zekât gibi önemli bir ibadette Ehl-i Beyt’in nasıl davrandığını bol örnekle vermesidir.

Maalesef bu sahada yazılan eserlerde; Allah için vermede/ cömertlikte zirve olan ve bu özellikleri pek çok ayetle teyid edilen Ehl-i Beyt’e yer verilmemektedir. Bu büyük bir noksanlıktır.

Halbuki gerek Allah’ın Kitabı Kur’an’da gerekse Resûlullah Efendimizin hadislerinde Ehl-i Beyt’in cömertliği övülmüş, bu hususta hiç kimsenin onlara erişemeyeceği açıkça beyan edilmiştir.

Biz de bundan hareketle, onların eşsiz cömertliğini gösteren pek çok örneği eserimize aldık.

Ayrıca, zekâtın fıkhî meselelerini dört mezhep imamımıza göre verirken, Ehl-i Beyt Ekolü ‘nün görüşlerini de ekledik.”

Bu çerçevede, gerçekten de aşağıda örneklerini göreceğimiz tespitlerin insanımızdan bugüne kadar gizlenmesi çok büyük bir eksikliktir.

Ebu Basir, İmam Cafer es-Sadık ‘tan şöyle nakletmiştir:

“Bizim taraftarımız takva ve çaba ehlidir. Vefa ve emanet ehlidir. Züht ve ibadet ehlidir, gece ve gündüz boyu (farz ve nafileden oluşan) 51 rekât namaz ehlidir. Onlar gece ibadet eder, gündüzleri oruç tutarlar. Mallarının zekâtını verir ve Beytullah’ın haccını yerine getirirler. Ve her haramdan kaçınırlar.”

İmam Muhammed Bakır (aleyhisselam) şöyle buyurmuştur: “Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Beş şey vardır ki, onları gördüğünüz zaman onlardan Allah’a sığının. Bir kavimde fuhuş yaygınlaştığında bunu açıktan işlemeye başlarlarsa, veba salgını ve geçmiş hiçbir millette rastlanılmayan hastalıklar, ağrılar aralarında yaygınlaşır. Bir kavim terazi ve ölçüyü eksik tartarlarsa, mutlaka kuraklıklarla, ağır ihtiyaçlarla ve zâlim sultanlarla cezalandırılır. Bir kavim zekâtı vermezse, gökten üzerlerine yağmur yağdırılmaz. Eğer hayvanlar olmasaydı, bir damla yağmur yüzü görmezlerdi. Bir kavim, Allah’ın ve Resülü’nün (s.a.v.) ahdini çiğnerlerse, Allah onların başlarına düşmanlarını musallat eder ve bu düşmanlar ellerindeki şeylerin bir kısmını alırlar. Bir kavim Allah’ın indirdiğinden başka bir şeyle hükmederse, Allah aralarında şiddetli bir harp meydana getirir”

İmam Bakır (aleyhisselam) zekât vermeyenler ile ilgili olarak şunları buyurmuştur:

“Yüce Allah, kıyamet günü bazı insanları kabirlerinden kaldırır. Bunların elleri boyunlarına bağlanmıştır. Onunla bir parmak kadar bir şey dahi tutamazlar. Beraberlerinde melekler vardır, onlar çok sert şekilde ayıplayıp, azarlarlar. Şöyle derler: Bunlar karşılığında, elde edecekleri çok hayır olduğu halde, az bir hayrı vermediler. Bunlar Allah’ in kendilerine mal bağışladığı kimselerdir. Ama onlar mallarında Allah’a ait olan hakları vermediler.”

İmam Bakır (aleyhisselam) şöyle buyurmuştur:

“Ali aleyhisselamın kitabında; Resulullah’ın (s.a.v.) şöyle buyurmuş olduğunu gördüm: Bir topumda zina ortaya çıkarsa aniden ölümler artar; tartılarda hilekârlık yapılırsa hayat pahalılığına ve mal kıtlığına duçar olurlar; zekât vermezlerse yeryüzü ekin, meyve ve madenî zenginliklerden onları mahrum kılar. Allah’ın hükümlerinde zulme başvururlarsa, zulüm ve tecavüze katkıda bulunmuş olurlar. Söz ve anlaşmalarını bozduklarında da Allah onlara düşmanlarını musallat eder, sıla-ı rahimde bulunmazlarsa, malları kötü kimselerin elinde kalır, iyiliği emretmez ve kötülükten sakındırmazlar ise ve biz Ehl-i Beyt’in iyilerine uymazlarsa, Allah, onlara kötü insanları musallat eder, bu takdirde de onları kendi hallerine bırakır ve dualarını asla kabul etmez.”

(Prof. Dr. Haydar Baş , Kur’an ve Sünnet Işığında Büyük İslam İlmihali Zekât, Sayfa 69-71)

Önerilen Makale

Atatürk’ün mersiye yazdığını duydunuz mu?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu Aziz Atatürk hakkında ömrümüz boyunca makale yazsak konuşsak Onun vatanımıza, milletimize …