Dünyada gücü elinde bulunduran egemen güçler, dün olduğu gibi bugün de güçlü olmanın avantajını kullanarak dünyayı yaşanmaz hale getirmeye devam etmektedirler.
Gücü elinde bulunduranlar, gücünü korumak adına hakkı ve ölçüyü tanımadan sadece ve sadece kazanmayı arzu ederler. Bu arzuları onları çoğu zaman haksızlığa ve zulme teşvik eder. Bu sebeple işgal etmek, sömürmek, vurmak, kırmak, öldürmek sıradan işlerdir onlar için…
Dünya kurulduktan bu yana ilahi mesajlara kulak tıkayan topluluklar, başkalarının hakkını gözetmemiş ve her türlü haksızlık ve zalimliği yapmaya devam etmiştir.
Dünyanın hali dün böyleydi, bugün de böyledir. Büyüklerin dediği gibi; “eski hamam, eski tas”
Zalimlerin hükmü bir müddet bu dünyada sürebilir. Ama huzuru mahşerde herkes yaptığının hesabını verecektir. Yüce kitabımız, zalimlerin ahirette hesaplarının çetin olacağını beyan etmiştir. “Zalimlerin hiçbir dostu ve sözü dinlenecek şefaatçisi yoktur.” (Mü’min / 18)
Bir başka ayeti kerimede de Yüce Allah, zalimlerin destekçisi konumuna düşülmemesi için uyarıda bulunmuştur: “Zalimlerin yanında olmayın; sonra ateş sizi de yakar. Allah’tan başka dostlarınız olmadığına göre bir yerden yardım da göremezsiniz! (Hud / 113)
Peygamberimiz de bir hadisi şeriflerinde zulmetmekten kaçınılması hakkında uyarıda bulunmuştur: “Zulümden sakınıp kaçınınız. Çünkü zulüm, kıyamet gününde zalime zifiri karanlık olacaktır. Cimrilikten de sakınınız. Çünkü cimrilik sizden önceki ümmetleri helâk etmiş, onları birbirlerinin haksız yere kanlarını dökmeye, haramlarını helâl saymaya sevk etmiştir.” (Müslim, Birr 56)
Eskiden belli çevrelere hükmeden süper güçler, elde ettikleri teknolojik ve ekonomik güçler sayesinde, bütün dünyayı tehdit konumuna gelmiştir.
Bu sebeple dünyanın hiçbir yeri güvenli değildir. Her toplumun başına her an her türlü bela ve musibet gelebilir.
Dünyanın hemen her yerinde haksızlığa uğrayan insanın kendisi olduğuna göre insanlık bu gidişe mutlaka dur demek zorundadır. Dün ve bugün zulüm altında inleyen başkaları olabilir. Ama yarın aynı zulme uğrayacak herkes de olabilir. Bu sebeple dünyanın neresinde olursa olsun haksızlığa ve zulme dur diyebilecek bir yapının oluşması gerekmektedir.
Huzur ve refah içinde bir hayat sürmek için iktidar edilen siyasilerin yetkilerini kötüye kullanarak dünyayı yaşanmaz hale getirmesine milletler asla müsaade etmemelidir. Hiçbir kimse hiçbir haksızlığı desteklememelidir.
Emperyalist düşünce sahibi siyasi yapılara son vermek için yepyeni bir siyasete, söyleme ve eyleme ihtiyaç vardır.