Millî Mücadele yıllarında gayretler ortaya koyan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının dünyalık bir menfaat beklentileri yoktu. Dertleri, tasaları, kutsal bildikleri vatan topraklarına sahip çıkmak ve bu uğurda canlarını dahi seve seve vermekti.
Yaşanan işgalden rahatsızlık duyanların yanında, işgalden nemalanan menfaat çetelerinin, makam mevki sevdalılarının, onlarla işbirlikçiliği içerisinde olması işgalcilerin işlerini doğal olarak kolaylaştırıyordu.
Kanla-canla alınan vatan topraklarının ve bin bir zahmetlerle kurulan kamu kurumlarının çeşitli bahanelerle satışı karşısında da durum yine aynıdır. Vatan hassasiyeti olanlar çeşitli şekillerde tepki ortaya koymakta, nemalanan kesimin sesi soluğu çıkmamaktadır. Durumdan habersiz olan vatandaş da gelecekte başına ne tür belalar geleceğini tahmin bile edememektedir.
Satılan kurumlar, topraklar, göçmen politikasının siyasal ve ekonomik yansımaları, milletin gittikçe açlığa mahkûm hale gelişi, vatanperverleri rahatsız ederken; işgale ses çıkarmayanlar gibi bu durumdan nemalananların da sesleri solukları çıkmamaktadır.
Yurt gezisinde bulunan Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Av. Hüseyin Baş gittiği her yerde gelecekte bizi bekleyen tehlikelere parmak basmaktadır.
Özellikle özelleştirme adı altındaki satışlara tepki ortaya koyarak tehlikenin boyutunu haber vermektedir.
Sayın Hüseyin Baş’ın Düzce’de yaptığı uyarı dolu tespitlerinde şu ifadeleri kullanması çok çarpıcı bir tehlikeye işaret etmektedir:
“Şimdi geziyorlar, Körfez ülkelerine, Avrupa ülkelerine, Amerika’ya gidiyorlar, para arıyorlar. Nasıl para alıyorlar, ‘biraz daha ne satarız’ diye para arıyorlar, ‘elimizde ne kaldıysa onu satalım’ diye para arıyorlar. Bu işin sonu nedir, bugün de hala yapılıyor, toprak satmak! Topraklar satılıyor, parayla vatandaşlıklar veriliyor. Size şaka gelmesin, bugün Filistin’in yaşadığının sebebi, topraklarını İsraillilere satmasıydı. Topraklarını sattı, sattı, sattı, sattı koca bir ülke yok oldu ve bugün Filistin insanı, kendi toprakları üzerinde yaşayamaz hale geldi, zulüm görüyorlar. Bütün dünya, biz de dahil Filistin’e acıyarak bakıyoruz. Dolayısıyla bunlar başımıza gelebilir.”
Filistin halkı geçmişte yapılan bu satışlara tepki koymamanın bedelini bugün çok ağır bir şekilde ödemektedir. Filistinliler, bırakın huzur içerisinde bir hayat sürmeyi, gönül rahatlığıyla ibadet edebilme hakkına bile sahip değildirler.
Yarın yeniden bir milli mücadele, yeniden bir kurtuluş savaşı vermek istemiyorsak, bugün itibariyle Bağımsız Türkiye Partisin Genel Başkanı Av. Hüseyin Baş’ın uyarılarını dikkate almak zorundayız.