Buna rağmen hala dünyayı, dünya hayatını ve ölümü bir oyuncak olarak görenlerin bu dünyada düştüğü batağın sonuçları dahi Allah’ın ne kadar haklı olduğu yönünde bizi uyarmaktadır.
İnsanı kâmil olanlar bu oyuna hiçbir zaman gelmez ve çağının insanına her zaman bir umut kapısı aralar ve “işte kurtuluş” diye müjdeler.
Dünya hayatını bu açıdan değerlendirirsek, gereğini İnsanı Kâmilin gösterdiği yol, yordam ve çizgide devam ettirirsek gerçekten kazananlardan oluruz.
Son nefese kadar asla Allah’tan umudu kesmez, her an Onun farklı bir tecellisiyle bir hayat yaşamaya gayret edersek, ahirette mutlaka kazananlardan oluruz. Dünya “gayret”, ahiret, “ceza ya da mükafat” yeridir.
Aksi takdirde aldananlardan oluruz. Hem bu dünyada hem de ahirette hüsranla karşılaşırız.
Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın tespiti ile “İslam’da ibadet kalbi temizler, günahları döker, insanları Allah’a yaklaştırır. Ceza da günahların dökülmesine sebep olacağından, ibadetin gayesiyle birleşmektedir.
Bu büyük gerçeğin pratikte anlamı şudur: Cenâb-ı Hakkın ibadete ihtiyacı yoktur; insanlar ibadete muhtaçtır. Keza insanlara Cenâb-ı Hakk’ın takdir ettiği ceza onlardan intikam almak için değil, onların temizlenmesi içindir.
Burada, ilahi adaletle lütfu ilâhînin beraberlik arzettiğin görüyoruz.
(Prof. Dr. Haydar Baş, Din Tahripçilerine Kur’an-ı Kerimin Cevabı, 1998, Sayfa 25)
(Devam edecek…)
26 Ocak 2021