Bir önceki makalemizde 8 Şubat 2014 Cumartesi günü Gaziantep Zeugma Kültür Merkezinde Yeni Mesaj Gazetesi tarafından tertiplenen Antep’e gazilik ünvanının verilişinin 93. Yıldönümü ve Milli Kahramanlarımızı anma programının gayet coşkulu geçtiğinden bahsetmiştik.
Gaziantep programının coşkulu geçmesinde elbette ki konuşmacıların heyecan verici ve doyurucu bilgiler sunmasının payı çoktur. Gerek Yeni Mesaj Gazetesinin, gerek Bağımsız Türkiye Partisinin kadroları gerçekten seçilmiş insanlar olduğunu fark etmek için onları dikkatle dinlemek fırsatını yakalamak lazımdır. Bizler Gaziantep’te söz ve kalem üstatlarının doyurucu bilgilerle donanmış konuşmalarını dinleme fırsatını yakaladık. İnşallah birkaç makalede bu konuşmalardan ve programın onur konuğu Prof. Dr. Haydar Baş’ın yaptığı tarihi konuşmadan da bahsedeceğiz.
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu’nun Gaziantep programındaki yaptığı konuşma salondaki coşku ve heyecanı doruk noktasına çıkarttı. Bunda Sayın Eyercioğlu’nun Şahin Hafız diye nam salan bir gazi torunu olmasının da rolü vardı tabi ki. Gaziantep savunmasında çok önemli görevler üstlenen Şahin Hafız, Antep Numune Rüstiyesi ve Nikayip Medresesi Müderrisliğinin yanında çeşitli görevlerde bulunmuş. Milli Mücadelede Antep savunmasında görev almış. I. Dönem Gaziantep Milletvekili ve İstiklal Madalyası sahibi bir şahsiyettir.
Sayın Eyercioğlu konuşmasında özetle şu ifadeleri dile getirdi: “Gaziantepliler için çok büyük bir onur ve gurur günü olan Gaziantep’e Gazilik ünvanının verilişinin 93. Yıl dönümü dolayısıyla bizi onurlandıran, başta Sayın Genel Başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş olmak üzere; değerli ilim ve fikir adamlarını ve salonumuza teşrif buyuran siz değerli vatandaşlarımızı en derin muhabbetlerimle selamlarım. Bugün biz burada tarihte verilen milli mücadeleden bahsediyoruz. Bu mücadelede görev alan şanlı ecdadımızı taktir ve rahmetle anıyoruz. Şunu asla unutmayın ki yarın da sizi çocuklarınız tarih kitaplarında okuyacak ve sizi de taktir ve rahmetle anacaktır. Çünkü Prof. Dr. Haydar Baş’ın verdiği mücadelenin boyutları o kadar büyüktür ki; O dünyayı kurtarmakla uğraşmaktadır. Ben Sayın Baş’ın verdiği mücadeleyi bir yerde tarihte Galile’nin verdiği mücadeleye benzetiyorum. Galile dünyanın döndüğünü savunur. Bu görüşünden dolayı defalarca engizisyon mahkemelerinde yargılanır. Ölüm cezalarına çarptırılır. Daha sonra Ona son bir şans verilir. Mahkemede “dünya dönmüyor de seni affedelim.” Denir. O da kabul eder ve mahkemede “dünya dönmüyor” der. Berat edilip dışarı çıkarken “ben dünya dönmüyor desem de dünya dönüyor.” Diye kendince seslenir. Evet, onu kendi zamanında deli diye, dinsiz diye yargıladılar ama gün geldi dünyanın döndüğü ispat edildi. Ve geç de olsa hakkı iade edildi.
Bugün siz kabul etmeseniz de görmeseniz de seçmeseniz de dünyanın kurtuluşu Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Milli Devlet projelerindedir. Sayın Baş Milli Ekonomi Modelini savunmaya başladığı ilk günlerde ona da Galile muamelesi yapıldı. Ancak başta Rusya olmak üzere yüzlerce dünya ülkesinde onun görüşleri parça parça uygulanmaya başlanmıştır. Bir gün gelecek bugün anlamayanlar da onu anlayacak ama maalesef geçen zaman bizim zararımıza olacaktır. Galile’nin dünya dönüyor dediği gibi o da “dünyayı ben Milli Ekonomi Modeliyle kurtarırım; insanlığı mutlu ve zengin kılarım” diyor. Bu görüş adım adım dünya çapında ilim adamlarının desteğini almakta ve dünyada Milli Ekonomi Modeli güneşi doğmaktadır.”
(devam edecek)
Uğur Kepekçi / 13 Şubat 2014