Bir ibadet düşünün, birçok ibadeti ve sırrı içinde barındırsın. Bu ibadet, İslam’ın beş şartı arasında zikredilen hac ibadetidir. Yüce Allah’ın kulları üzerinde bir hakkı olarak da belirtilen (Nisa, 4/100) bu kutsal ibadet sayesinde kul, istenilen imani olgunluğa da erişir.
Hac bir yerde önemli sembolleri de ifade eder. İhrama girmek fiili ile ölümü tefekkür etmek, yokluğa ilk adım atmak ve ölümü ruhen yaşamaya bir zemin oluşturmaktır.
Ali Şeriati, ‘Hac’ adlı eserinde ihram giymenin önemini izah ederken seni sen eden benlikten, gururdan, kibirden kurtulmak için bunları sembolize eden elbiselerini çıkartırken erişmen gereken şuuru şöyle izaha çalışır:
“Mikat’ta çıkar, kefen giy. Renklerden tamamen arın. Beyaz giy, beyazlaştır, herkesin rengiyle renklen, herkes ol, kabuğunu atan yılan gibi, kendinin “Ben olmaktan kurtul, halk ol, insan ol. Zerre ol, zerrelere karış, katre ol, deryada kaybol.” (Sayfa/38)
İhrama girerek, ‘Ben bir ölü hükmündeyim’ deyip söz ile de “Lebbeyk allahümme lebbeyk, lebbeyke la şerike leke lebbeyk, innel hamde ve’n nimete leke vel mülk la şerike lek”, “Buyur Allah’ım buyur! Emrini yerine getirmeye hazırım” der. Kısaca hac ve umre vazifeleri Cenab-ı Hakk’ın huzurunda “Ben yokum, sen varsın” diyebilmektir. (Prof. Dr. Haydar Baş, Hac)
Kabe’yi tavaf etmek haccın en önemli görevlerinden olduğu için özellikle tavafın ne anlama geldiğini çok iyi kavramak gerekmektedir.
Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız ‘Hac Arafat’tır’ eserinin ön sözünde tavafın aslında kulun Rabbini arama seferberliği olduğundan bahseder:
“Allah’ın beytini tavaf etmek maksadıyla 7 defa Kabe’nin etrafını soldan sağa dönmekle atomun çekirdeği etrafında başlayan dönüşün semada galaksilerin yörüngesinde dönmesini andırırken bu dönüş aslında yaratılanın Yaratanını arama seferberliğidir.”
Bu arayış sırasında tecellilere mazhar olan insanın keyfine diyecek yoktur. Öyle bir hâl olur ki sizde bir genişlik meydana gelir. Âlem ile karşılaştırıldığında çok küçük olan insanoğlu, bir anda âleme sığmaz olur, kainattan büyük hale gelir. Çünkü ona Allah tecelli etmektedir. Bu tecellilere eren insan büyük bir zenginlik elde eder. Gerçek kulluk, asıl hürriyet de bundan sonra başlar.”
Hac ibadetiyle böylesine önemli ruhi gelişmelere mazhar olacak insanlar hem bilgi eksikliği hem şuur noksanlığı yüzünden maalesef bu ilahi sırlara eremeden gereksiz uğraşlarının, nefsi isteklerinin peşinde koşmayı daha çok tercih ederek çok önemli fırsatları kaçırmaktadırlar. Burada da istifade, herkesin nasibi oranındadır…
Kulluk peşinde olanlar “Ben yokum sen varsın” sözünün ve tavrının ne demek olduğunu anladığı zaman gerek ibadetinin gerek kulluğunun sırrına da erecektir. Rabbim bizleri yokluk sırrına eren, Allah’ın varlığında kendini bulabilen kullarının arasına dahil eylesin.