Hangi sadaka daha üstündür?

İçerisinde bulunduğumuz mübarek Ramazan ayı, içerisinde tutulan oruçların yanı sıra kılınan teravihlerin, yapılan hayır ve hasenatların yanında zekâtların, sadakaların da yoğunlukla verildiği dönemlerdir.

Aslında zekât vermenin farz olma zamanı, elde bulunan zekâtlık malın üzerinden geçen bir kameri yıl sonraki zamandır. Bu zaman hangi ay ya da güne denk gelirse o tarihten itibaren zekât verme zamanı başlamış demektir. İsteyen bunu hemen verir. İsteyen farklı zamanlara yayarak verir. Önemli olan hesaplanmış miktarın diğer zekât dönemine kadar elden çıkartılmasıdır.

Elbette her işin daha faziletli olduğu zamanlar olduğu gibi zekâtın da verilme zamanlarından faziletli olan zaman dilimi vardır. O da Ramazan ayıdır.

Dinin hükümlerinin en güzel şekilde anlaşılması konusunda Peygamberimizin uygulamaları çok önemlidir. Zekât vermenin faziletli zamanını da Peygamberimizden öğreniyoruz.

Sahabe efendilerimizden Enes’den (r.a.) rivayetle Allah resulü (s.a.v.)’ne sordular: Ramazan’dan sonra hangi oruç üstündür?

Cevap verdi: “Ramazan’ı tazim etmek için Şaban ayında tutulan oruç.”

“Hangi sadaka (zekât) daha üstündür.”

“Ramazan’da verilen sadaka daha üstündür.” Buyurdu. (Tirmizi)

Muharrem veya Ramazan ayında zekât vermek daha faziletlidir. Muharrem ayı yılın ilk ayı olduğu için muhteremdir. Ramazan ise zaten ayların en üstünüdür. Kıymetli zamanlarda sevap işlemek daha üstün olduğundan bu aylar tercih edilmelidir. İnsanların en cömerti ve en iyisi olan Peygamberimiz Ramazan ayında nesi varsa verir, yanına bir şey koymazdı.

İbn Abbâs’dan (radiyallahu anh) rivayetle;

“Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) insanların en cömerti idi. Bu en çok Ramazan’da Cibril ile buluştuğunda olurdu. Cibril her gece Ramazan’da O’nunla buluşurdu. Ona Kur’ân okuturdu. Cibril ile buluştuğunda Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) esen rüzgârdan bile daha cömert olurdu.” (Buhari) (Prof. Dr. Haydar Baş / Kur’an ve sünnet ışığında büyük İslam ilmihali Zekât / sayfa 601-603)

Millet olarak kültürümüze yerleşen Ramazan ayında zekât vermek adetinin kaynağının peygamber sünnetine ve tavsiyelerine uygun olduğunu öğrenmiş oluyoruz. Türk milletinin kültürünün örf ve adetlerinin İslam dini ile ne kadar güzel bir şekilde harmanlandığını bir defa daha anlıyoruz. Bu sebeple milli ve dini bütünlüğümüzü bir bütün olarak gören Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın eşsiz tespitini hatırlatarak yazımıza son verelim: “Milli bütünlüğümüz dini bütünlüğümüzdür, dini bütünlüğümüz milli bütünlüğümüzdür.”

Önerilen Makale

Hakkımı helal etmiyorum

Türk siyasetinde işler, hiç olmadığı kadar farklı mecralarda seyrediyor. Bu süreç ve gelinen nokta sizlere …