Hasan Hüseyin Bayram Dede

Dünya bir handır. Gelen geçer, konan göçer.

Gelenlerden kimi niçin çevirdi bilmez. Kimi de bildiğini bildirmek, bilmeyenlere öğretmek, kutlu mesajı etrafına dağıtım için çabalar durur.

Haydar Baş hocamız sayesinde tanımak şerefine eriştiğimiz kutlu insanlardan biri de Hasan Hüseyin Bayram Dededir.

Duyduk ki çok sevdiği Rabbine, Onun Resulüne; Ehl-i Beyt’in otağına, İmam Ali (aleyhisselam) ‘ın kucağına yürümüş. O da bu yalan dünyadan göçmüş.

Dedemiz, farklı deney için gittiğimiz Hatay’da defalarca sofrasına oturduğumuz, sözünü-sohbetini dinlediğimiz yüce bir insandı.

Değerli Genel Başkan Yardımcımız Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu hocamız sık sık ziyaret ziyarete giderlerdi. Şu nasibe bakın ki onun seferinde; “Uğur abi ben Hasan Hüseyin Dedeyi ziyarete gidiyorum. Bölgede çalışma yapacağız, beraber gidelim mi? ” deyince farklı bir heyecanla hemen kabul ederdim.

Onun evi, sofrası, gönlü o kadar zengindi ki; Onunla olduğumuz onun bu zenginliklerden istifade ederdik.

Yaşı ilerlemiş, bizimle iletişime geçebilir, bizimle iletişime geçebilir ve bizimle iletişime geçebilirsiniz. Bütün etkinliklerde en önde vardı. Onda, gençlere taş çıkartacak bir heyecanı vardı.

Onu en iyi tanıyanlardan biri de Şahin Bozdoğan kardeşimizdir. Hasan Hüseyin Dede’yi bir de onun ağzından dinleseniz mest olursunuz.

Evinin Kutsal Cem Evi’nde bulunan, kendi imkanlarıyla Cami yapma, günün her saatinde sofrası ve gönlü açık bulunan, bu vatanın evlatlarının birlik ve beraberliğini savunan, Kur’an ayetlerinin anlam ve mahiyetini çok iyi bilen; adına, soyuna ve yaşına yakışan bir şahsiyetti.

Bölgede büyük bir ağılığı vardı. Civar köylerdeki Alevi Dedeleri Onun önünde saygıyla eğilirdi. Onun bir derdi vardı; O da Ehl-i Beyt davasına hizmet etmek.

Rahmetli Haydar Hocamızla bölgeye gittiğimizde, birlikte yapılan ziyaretlerde kullandığı şu ifade çok etkileyiciydi: “Yılladır hep demedik mi? Yetiş ya Ali, yetiş ya Haydar! İşte size Haydar! İşte size İmam Ali’nin eli, kolu, dili. Haydar hocamıza yardımcı olmak, İmam Ali’ye yardımcı olmaktır. “

Son nefesine kadar aynı ideal uğruna yaşadı, benlik davası gütmedi, hep gençlerin önünü açtı, bizlere örnek oldu ve göçtü.

Ne diyelim, kaderi ilahi; doğanlar, ölecektir. Simdi o sevdiklerine kavuştu.

Bir gün bizlerde sevdiklerimize kavuşmak, cennetinde buluşmak istiyorsak; Haydar hocamızın yaktığı, Hasan Hüseyin Dedemizin de taşıdığı, Ehl-i Beyt’in meşalesini; karanlıkları aydınlatmak için durmadan, usanmadan, beklemeden, gönülden gönüle taşımalıyız.

Gittiğin yerlere, dostlara selam götür, Hasan Hüseyin Dede! Bizleri de unutma ama…

Önerilen Makale

Hakkımı helal etmiyorum

Türk siyasetinde işler, hiç olmadığı kadar farklı mecralarda seyrediyor. Bu süreç ve gelinen nokta sizlere …