Hayali olmayanın geleceği olmaz

Hayal kelimesi TDK sözlük anlamı olarak “Zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şey” olarak geçer ve bu ortak anlam üzerinde mutabakat sağlanmıştır.

Hayal hakkında söylemiş sözler, elbette çoktur ve daha söylenecek sözler de olacaktır.

Bir çocuğun hayali onu kendi âleminde büyütür.

Bir sanatçıyı hayali hedeflerine doğru yürütür.

Ama bir liderin hayali toplumu ilgilendirir. Onun hayaliyle bir toplum şekillenir. Fetihler yapan devletler kuran düşüncenin temelinde o liderin hayalleri vardır.

Peygamberimiz, Hendek Savaşında hendeğin içinde açlıktan karınlarına taş bağlayan ashabına “Kisra’nın saraylarının yıkılacağını, Mecusilerin asırlardır yanan ateşlerinin söneceğini, beldelerinde güven içinde seyahat edebileceklerini” söylediğinde orada bulunanlar inanmakta zorluk çektiler. Ama hayalini inanç haline dönüştüren Hz. Muhammed, asla yılmadan yolunda yürüdü ve hedefine ulaştı.

Hatta Hz. Muhammed’e bu davadan vazgeç sana Mekke’nin en güzel en zengin kadınlarını, istediğin makam ve mevkii verelim. Dediklerinde “bir elime ayı bir elime güneşi verseniz asla davamdan vazgeçmem” cevabını vermesi davasına olan inancının kudretini, onun vizyonunun ne kadar zengin olduğunu gösterir.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk Bandırma vapuruyla Samsun’a giderken yanında bulunan silah arkadaşlarına kurtuluş mücadelesini başlatacağını, neticesinde de Cumhuriyeti kuracağı hayallerini anlattığında ilk karşı çıkan da yine arkadaşları olmuştur. Atatürk bu fikre o kadar inanmıştı ki “tek başıma kalsam bile ben bu hayalimi gerçekleştireceğim.” Diyordu. Onun hayalinin kudretini, vizyonunun zenginliğini anlamak için “Bir Türk dünyaya bedeldir.” Sözü bile yeterlidir.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra Prof. Dr. Haydar Baş’a kadar gelen süreçte maalesef bu hayal ve vizyonu taşıyan lider kıtlığı çekilmiştir. Siyasi parti liderlerinin hayalinin olmaması ya da hayalinin arkasında vizyonsuzluk yüzünden sorunlar çözülememiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hayali olan “muasır medeniyetler” seviyesine çıkartılamamıştır.

Prof. Dr. Haydar Baş, “önce insan” meselesine el atmış, hayal ettiği kâinat devletini yönetecek kadroyu yetiştirmiştir. Hayal ettiği her fikrin temellerini sağlam zeminlere oturtmuştur. Bu sebeple onun hayal ettiği ve dillendirdiği her fikir, dünya çapında yüzlerce ilim adamı tarafından kabul edilmiş ve uygulama alanı bulmuştur.

Dünyada ilk defa bir siyasi lider, “Türkiye’nin bütün sorunlarını 24 saatte çözerim” diyebilen, söz sarf etmiştir. Asgari ücrete bakışı, vatandaşlık maaşı, ev hanımı maaşı, çocuk maaşı, gibi radikal fikirlerini seçim vaadi olmaktan çıkartıp noter tasdikli belgeler haline getirmiştir. Onun fikirleri, hayalini destekleyen vizyonu sayesinde dünyada kabul görmüştür.

Hayali olan bu kutlu insanların geri planda vizyonları vardı. Yani hayallerini oturttukları kuvvetli temeller ve ortaya koydukları gayretleri vardı.

Prof. Dr. Haydar Baş’tan sonra Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Av. Hüseyin Baş, bu kutlu yolun bayrağını devraldığında “var bi hayalimiz” sözünü dile getirdiler. Hayallerinin de vizyonla bileşmesinden büyük bir güç meydana çıkmıştır. Onun vizyonu Prof. Dr. Haydar Baş’ın ispatlanmış fikirleridir.

Bu sebeple Av. Hüseyin Baş, siyasetin en genç genel başkanı olmasına rağmen bir anda siyasilerin ve seçmenin ilgi odağı haline geldi. Sayın Baş, fikirleriyle demeçleriyle gündemi belirler hale gelmiştir.  İnanıyorum ki hayallerimizin mimarı “var bi hayalimiz” diyen Av. Hüseyin Baş olacaktır.

Önerilen Makale

Atatürk sevgisinin önünde kimse duramayacaktır

Şimdi birilerinin aklına “Uğur Kepekçi neden bir haftadır Atatürk’le alakalı makale yazıyor?”  Diye bir soru …