Herkes imtihana tabi tutulacaktır

Ahir zamanda fitnenin en yoğun olacağı hakkında ilahi uyarılar vardır. İnsan ibretle etrafına bakınca öyle çirkin fitnelere şahit oluyor ki…

Özellikle de inandığını iddia edenler arasında dünya menfaati uğruna, inandığı davasını satanların; dün ak dediğine bugün kara diyenlerin, planladığı kötülük senaryolarında her türlü yalan ve iftiraya başvurarak ne kadar alçaldığını görünce midesi bulanıyor insanın.

Rahmetli Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın “iman iddiadır, her iddia da şahit ister; imanın şahitleri de ibadetlerinizdir.” Sözündeki nükte her şeyi anlatıyor aslında.

Ziya Paşa’nın sözünden de bahsetmeden geçmeyelim: “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz/ Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde.” Ziya Paşa bu beytinde diyor ki: “İnsanın aynası iştir, lafa bakılmaz. Bir kişinin aklının seviyesi yaptığı işte görünür.”

İman ettim diyen herkesin imanının seviyesinin belirlenmesi için yüce Yaradan tarafından imtihan edileceği haberi, yüce kitabımız Kur’an’da mevcuttur.

Ankebut suresinin ilk ayetlerine bakınca her şey açık beyan anlaşılıyor. Aşağıda paylaşacağım ayetleri iki açıdan anlamaya çalışmak gerekir:

  1. İmtihanın muhatabı inandım diyen (sen-ben) herkes olduğuna göre, kulluk görevlerini yerine getirmekte herkes dürüst olmalıdır.
  2. İmtihan sayesinde sözü özü birbirinden ayrı sahtekârların meydana çıkmasını, iyi ile kötünün birbirinden ayırt edilmesini sağlayan Allah’a hamd edip; sahtekârları tanımaya, anlamaya çalışılmalıdır.

Şimdi ibretle Ankebut suresindeki mesajları anlamaya çalışalım:

“İnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece “İman ettik” demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar?”

“Andolsun ki, biz onlardan öncekileri de imtihandan geçirmişizdir. Elbette Allah, doğruları ortaya çıkaracak, yalancıları da mutlaka ortaya koyacaktır.”

“Yoksa kötülükleri yapanlar bizden kaçabileceklerini mi sandılar? Ne kadar kötü (ne yanlış) hüküm veriyorlar!”

“Kim Allah’a kavuşmayı umuyorsa, bilsin ki Allah’ın tayin ettiği o vakit elbet gelecektir. O, her şeyi işiten ve bilendir.”

“Cihad eden, ancak kendisi için cihad etmiş olur. Şüphesiz Allah, âlemlerden müstağnîdir. (O’nun hiçbir şeye ihtiyacı yoktur).”

“İman edip iyi işler yapanların (geçmiş) kötülüklerini elbette örteriz ve onlara, yaptıklarının daha güzeli ile karşılık veririz.”

“Biz, insana, ana-babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Eğer onlar, seni, hakkında bilgin olmayan bir şeyi (körü körüne) bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itaat etme. Dönüşünüz ancak banadır. O zaman size yapmış olduklarınızı haber vereceğim.”

“İman edip iyi işler yapanları, muhakkak sâlihler (zümresi) içine katarız.”

“İnsanlardan kimi vardır ki: “Allah’a inandık” der; fakat Allah uğrunda eziyete uğratıldığı zaman, insanların işkencesini Allah’ın azabı gibi tutar. Hâlbuki Rabbinden bir nusret gelecek olsa, mutlaka, “Doğrusu biz de sizinle beraberdik” derler. İyi de, Allah, herkesin kalbindekileri en iyi bilen değil midir?”

“Allah, elbette (O’na gönülden) iman edenleri de bilir, ikiyüzlüleri de bilir (ortaya çıkaracaktır).” (Ankebut suresi /2-11)

Yüce Allah’ın Araf suresi 155. ayetindeki buyruğunu, dua niyetiyle paylaşarak yazımızı bitirelim: “…İçimizden birtakım beyinsizlerin işlediği (günah) yüzünden hepimizi helâk edecek misin? Bu iş, senin imtihanından başka bir şey değildir. Onunla dilediğini saptırırsın, dilediğini de doğru yola iletirsin. Sen bizim sahibimizsin, bizi bağışla ve bize acı! Sen bağışlayanların en iyisisin!”

Önerilen Makale

Hakkımı helal etmiyorum

Türk siyasetinde işler, hiç olmadığı kadar farklı mecralarda seyrediyor. Bu süreç ve gelinen nokta sizlere …