Hoş geldin Atatürk, iyi ki varsın Cumhuriyet

Cumhuriyetimizin 95. Yıldönümünü kutluyoruz. Vatan topraklarımız üzerinde ve şanlı bayrağımızın altında hür ve bağımsız olarak yaşadığımız için Yüce Allah’a sonsuz şükürler ediyorum.

Kıymetini idrak etmeyi biliriz ya da bilmeyiz ama cumhuriyet Türk milleti için bir nimettir. Ancak genellikle insanlar varlık içinde o varlığın kıymetini anlamakta güçlük çektiği için cumhuriyetin de kıymetini anlamayanlar elbette olacaktır. Fikirlere kuru bir mantıkla karşı çıkarak kavga mantığı gütmek yerine savunmasını ve yaşamasını bilmek daha doğru bir yoldur.

Elde edilen bir değeri korumak, en az elde etmek kadar zor olduğundan; Cumhuriyeti korumak ve yaşamak için de çabalar gerekmektedir.

Özellikle Cumhuriyeti korumak iddiasında bulunan siyasilerin uyguladıkları yöntemler, çıkardıkları kanunlar, yürüttüğü görevler; mutlak manada Cumhuriyetimizi korumak ve kollamak amacına yönelik olmalıdır. Elbette bir de cumhuriyet bir bayram ve şölen havasında kutlanarak milletimize benimsetilmelidir.

Bir sistemi ya da fikri, o fikri savunan ya da ilk ortaya atan kimseden ve gerçek kaynaklardan öğrenmek lazımdır. Çünkü fikirler, zamanla uygulayan kişiler tarafından farklı anlaşılıp farklı uygulamalarla özünden koparılmaktadır. Bir de işin içine kasten o fikri yok etmek ve kötülemek niyeti girerse, maksat tamamen ortadan kalkmaktadır.

Buna en güzel örneğimiz, kutsal kitapların dahi sapık kimseler tarafından yanlış anlaşılması sağlanmış, kendi menfaatleri uğruna kuralları değiştirilmiş, insanlık asırlarca yolunu kaybetmiştir. Demek ki cumhuriyeti de onun kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün kendi dilinden ve kendi kaynaklarından ve kendi uygulamalarından anlamak lazımdır.

Cumhuriyeti, Mustafa Kemal Atatürk’ün dilinden iki cümleyle anlamaya çalışalım:

“Bugünkü hükümetimiz, devlet teşkilâtımız doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet teşkilâtı ve hükümettir ki, onun ismi Cumhuriyettir. Artık hükümet ile millet arasında mazideki ayrılık kalmamıştır. Hükümet millettir ve millet hükümettir. Artık hükümet ve hükümet mensupları kendilerinin milletten ayrı olmadıklarını ve milletin efendi olduğunu tamamen anlamışlardır.” 1925

“Temeli büyük Türk milletinin ve onun kahraman evlâtlarından mürekkep büyük ordumuzun vicdanında akıl ve şuurunda kurulmuş olan Cumhuriyetimizin ve milletin ruhundan mülhem prensiplerimizin bir vücudun ortadan kaldırılması ile bozulabileceği fikrinde bulunanlar, çok zayıf dimağlı bedbahtlardır. Bu gibi bedbahtların, Cumhuriyetin adalet ve kudret pençesinde lâyık oldukları muameleye maruz kalmaktan başka nasipleri olmaz. Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır. Ve Türk milleti emniyet ve saadetinin kefili olan prensiplerle medeniyet yolunda, tereddütsüz yürümeğe devam edecektir.” 1926

Cumhuriyeti anlamak ve savunmak için en önemli unsur, Mutafa Kemal Atatürk’ü anlamaktan geçer. Bunu bilen cumhuriyet ve millet düşmanları, yıllardır onun gerçek vasfını, niyet ve gayretlerini örterek milletimiz ve Atatürk arasına fitne tohumları ekmişlerdi. Bunu gören Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, yazdığı muhteşem “Hoş geldin Atatürk” eseriyle bu oyunu bozmuştur. Türk milleti Atasıyla yeniden buluşmuş, cumhuriyetine sahip çıkmanın anlam ve önemini fark etmiştir.

Bu vesileyle “Hoş geldin Atatürk”, iyi ki varsın “Cumhuriyet”, diyerek hepinizin cumhuriyet bayramını kutluyorum.

Uğur Kepekçi

29 Ekim 2018

Önerilen Makale

Atatürk sevgisinin önünde kimse duramayacaktır

Şimdi birilerinin aklına “Uğur Kepekçi neden bir haftadır Atatürk’le alakalı makale yazıyor?”  Diye bir soru …